CİDDİYET VE DİSİPLİN
Mutluluk verici duygular yaşayacağımız ve sevineceğimiz bir durum karşısında, Tanrı'ya şükrederiz ve böyle an'ları da pek çok olayda yaşarız. Örneğin: Başarı ile sonuçlanan cerrahi bir operasyon, hafif sıyrıklarla atlatılan bir trafik kazası, genç öğrencinin üniversite sınavını kazanması ve bir doğa olayında ölümden kıl payı kurtulmak gibi.
Salgın nedeni ile okulların açılmaması çok önemli problem olarak, ülke gündeminin birinci sırasında idi. Bu sorun aşıldığı için, herkes gibi çok seviniyor ve bu nedenle şükrediyorum. Çünkü bu karar, ulusun geleceği için fevkalade önem arzediyordu. Maazallah zorunluluk nedeni ile bir yıl daha gecikse idi, telafisi zor sonuçları göğüslemek zorunda kalınacak ve sıkıntısı ağır olacaktı. Olayı düşünmek bile bir kâbus gibi; korkutucu, ürkütücü ve tedirgin edici ki, Milli Eğitim Bakanı alınan kararın arkasında dik durdu. Her ne şartta olursa olsun eğitime ara verilmeyeceğini, bunun için tüm tedbirlerin alınacağını ve eğitimin sürdürüleceğini vurguladı!
Ulus olarak beklentimiz odur ki, açılıştaki sıkı tedbirler ileride kazaya uğrayıp; eğitimin yıl boyunca ağır aksak yürümesine sebep olmasın, buna fırsat tanınmasın ve herhangi bir ihmale göz yumulmasın. Zira millet olarak, işin başlangıcında tedbir alırız. Amma velâkin; kuralsızlıklar, adamsendecilikler ve boş vermelerden ötürü, bir süre sonra disiplinli çalışma hızı, telefon bataryasındaki enerji gibi azalır!(Bu durum, yurdumuz insanına özgüdür. Öngörümüz henüz tüm problemleri çözümleyebilecek yeterlilikte olmadığından, alınan önlemler eksiktir. Ama bir olay gerçekleşir, durum fark edilir ve yenileri bir önceki tedbirlere eklenir.) Bu itibarla planlanan hedefe ulaşmak için, önlemlerdeki ciddiyet ve disiplin azaldıkça, tedbir paketi yeniden şarj edilmelidir. Ancak bu kararlılık Sayın Bakanda görülmektedir.
Vatandaşa şöyle bir soru sorulsa mutlaka bilir. Örneğin: "Bir yurttaşın başına radyo düşmüş, bir şey olmamış, neden?" Yanıt: "Çünkü radyoda hafif müzik çalıyormuş!" Der. Ama devletin bazı uygulamalarındaki sebebi sorsanız, algılayamadığı için bilemez. Hele bunlardan biri çok dikkat çekicidir. Ve bunun için halk birbirine, şu soruyu sohbet konusu ederek sorar: ".Milli Eğitim Bakanlığı yıllardır, okullarla ilgili; bakım, onarım ve tadilat işlerini yaz tatilinde yaptırmaz. Ama öğretim yılı açılışı yaklaşırken, devreye alır!" Neden? Yanıt: Bilmemki!
Böyle tuhaf durumlar; holdinglerde, büyük şirketlerde ve kurumsal iş merkezlerinde asla ve kat'a görülmez. Zira bu kuruluşların, disiplin anlayışı sanayileşmiş ülkelerin anlayışı ile eşdeğerdir. Uluslar arası holdingler, çalışma disiplininin gevşetilmesine, bu konuda en ufak taviz verilmesine, ilkelere aykırı sorun yaşanmasına asla göz yummaz.
Yurttaş olarak, kendi adıma diliyor ve istiyorum ki, Sayın Bakan işe başlarken sergilediği kararlılığını, Yaz ayında oturup, eğitimin başlayacağı Sonbahar aylarında onarıma kalkışan M.E.Bakanlığının, konuyla ilgili sorunu incelemeye alması ve çözümü ile ilgili değerlendirme yapması son derece isabetli karar olacaktır. Bekleyeceğiz göreceğiz.