DAYATMA NEZAKETSİZLİKTİR AYIPLANACAK BİR TUTUMDUR
24 ŞUBAT 2018 günü; Muğla Devrim gazetesi, internet ve facebook da yayımlanıp, Dünya’nın pek çok noktasında yaşayan hemşerilerimize de ulaşan (PAMUKKALE BUS) başlıklı yazımın üzerinden, iki aydan fazla zaman geçti. Bir vesile ile yine aynı şirkete ait bir otobüsle 24/Nisan /2018 günü, kısa bir yolculuk yaptım. Amacım, şirket yönetiminin monitördeki müzik kanalına Türkçe müzik programını yükleyip yüklemediğini belirlemekti!
MAALESEF şirket, nezaketsizliğin ötesinde ayıplanacak tutumu ile yolcusuna; bir tercih ve bir seçme hakkı tanımadan yabancı müzik kaydının yanı sıra Türkçe müzik yüklememiştir! Nedenini anlamak mümkün değildir, sanki: “…sizin Türk müziği dediğiniz de neymiş? Müzik tercihiniz zevkinizden anlaşılıyor! Her yerde yabancı müzik dinleniyor! Türkçe müziği kim ne yapsın? Yolcularımızın çoğunluğu ve gençler yabancı müzik hayranı! Ellerinde akıllı telefonları ile kesintisiz yabancı müzik kanalındalar. Bu nedenle monitöre Türkçe müzik programı yüklemedik…” dercesine; duygu, vuslat ve hasret yüklü müziğimize yer vermemiş; Türkülerimizi, oyun havalarımızı, fasıllarımızı pas geçmiş ötelemiştir. Yurttaş, yolculuk sırasında böylece Türkçe müzik dinlemekten alıkonulmaktadır.
TÜRK ulusunun resmi dili Türkçedir, konuşmasını ve yazmasını da aynı dille yapmaktadır! Bu nedenle kendi dilindeki müziği dinlemesinin de doğal hak olduğu unutulmamalıdır! Ancak otobüs şirketinin bu hakkı kullandırmaması, şaşkınlık duygusu yaşatan iş bilmezliktir.
YABANCI müzik hayranlığı gibi isim hayranlığı ile mekân işletmek ve buna gösterilen ilgi şaşırtacak boyutlara ulaşmış ve Türkçe isim reddi maalesef elan sürmektedir. Pek çok, işyeri yabancı isimle faaliyet göstermenin fütursuz yarışı içindedir. Durum hiçbir resmi makam tarafından müdahale edilmemektedir. Yıllar sonra, yabancı isimli işyerleri daha da çoğalacak, Türkçe isimlere rastlamak zorlaşacaktır. Bugün on yaşındaki bir çocuk, 80 yaşına geldiğinde aynı cadde ve veya sokaktan geçerken: “Bir zamanlar, buralarda Türkçe tabelası olan iş yerleri vardı!” deyip hayıflanacak ve geçmişi özleyen duygular yaşayacaktır.
DİLİMİZ, maalesef yabancı dil baskısı altında tahrip olmaktadır. Türkçemiz maalesef ağzımızda da, aklımızda da, adeta küçümsenmektedir. Torunlarımız “Bakkal” adını ve onun ne demek olduğunu bilmeyecektir ama “Market” ve “AVM” dillerin pelesengi olacaktır! Dilimiz ezilmektedir ki, bir otobüs firması utanılacak bir şeymiş gibi işi daha da ileri götürmüş, monitöründen Türkçe kayıtlı müziği kaldırmıştır! Heyhat…
BANA kalsa otobüs yolcularının % 99’unun Türk olması dikkate alınarak, Monitöre sadece Türkçe müzik yüklenirdi! Çünkü her yurttaşın elinde akıllara zarar telefon var, istediği müziği oradan dinliyor. Buna rağmen otobüs firmasının, tercihini sadece yabancı müzikten yana koyması; hayranlığının anlayışla karşılanması, tepki duyulmaması, “Ben yaptım oldu” demesi” kabul edilecek bir davranış değildir! Söz konusu otobüs şirketinin; anlaşılmaz davranışı ile yabancı müzik dayatması ne anlama gelmektedir bilmiyorum!
MONİTÖR için müzik türü seçimi yapan ve program hazırlayan personelin, genç bir kişi olduğunu düşünüyorum! Bu görevlinin; belki de yabancı bir ülkede o ülke melodisini dinleyerek yetiştiği ve aidiyet duygusunun zayıfladığı veya mensubu olduğu ülke insanını ve tercihlerini yüzeysel de olsa, bilmediğini tahmin ediyorum. Çünkü Türk müziği ezgilerinden, çiçeğinden, böceğinden, kuşlarının heyecanından ve aşkın pembe kalemi ile yazılmış güftelerinden bihaber ki, özün’den uzaklaşmış gibi görünüyor. Şarkılardan, türkülerden payına düşeni alamamış bu kişinin; durgun su’da suretine bakıp hayâl kurduğunu sanıyorum.
BU makale konu içeriği hakkında; aynı görüş ve düşünceyi değerlendirip destekleyen ve paylaşanlara gönderilir.