DEVLET KÂBUSLU YAŞAMA SON VERMELİDİR


Gezegende yaşayan milyarlarca insanın sağlık sorunlarından, -önemli- notu ile belirtilen hastalık, yurttaşın bildiği -Alzheimer- rahatsızlığıdır ki, henüz tedavisi yapılamamaktadır. Pek çok insanın malumu olan bu sağlık sorununa, genellikle yaşlılık döneminde rastlanması ve tedavisiz oluşu nedeniyle, önemi bir kat daha da artmaktadır.

 

ARTIK KİMSEYİ TANIYAMAZ, OLMUŞTUR

Alzheimer rahatsızı kişi, hastalığı sürecinde yaşamını ailesinin yardımı ile sürdürmesine rağmen, aynı çatı altında yıllarca birlikte yaşadığı bireyleri; tanıyamaz, kim olduklarını bilemez. Kazara evinin dışına yalnız başına çıkması halinde, nerede olduğunu anlaması onun için zor bir soru gibidir. O anda nereye gideceğine karar veremediği gibi, nereden geldiğini hatırlamaması ve geri döneceği yolu bulamaması, hasta için, oldukça riskli an'ların yaşandığı, zamanın bir dilimidir. Bu ve bunun gibi pek çok yaşam kuralını unutan hasta; kendi için tehlikeli, ailesi için üzücü, yakınları için hüzünlendirici durumla, karşı karşıya kalması mutlaktır.

 

DÜNYADA KAÇ ALZHEİMER HASTASI VAR?

Yeryüzündeki Alzheimer hasta sayının henüz tespit edilip edilmediğinin bilindiğini düşünüyorum. Ancak gerek ülkemizde ve gerekse diğer ülkelerde pek çok yaşlı insandan bazılarının, potansiyel Alzheimer rahatsızlığına yakalanmaları ihtimali yüksek olasılıktır. Üst satırlarda belirtildiği gibi, şu anda bu rahatsızlığın tedavisi yoktur, her ne kadar yazılı ve görsel basında: -Aşısının- bulunduğu, bir haber olarak geçilmişse de, aşının ne zaman ve hangi yaş grubundan itibaren uygulanmaya başlanacağı hakkında, bir açıklamada yapılmamıştır.

 

YAŞAM KONFORU SEVİNCİ VE HEYECANI YİTİRİLMİŞTİR

Alzheimer hastası, yaşamını yalnız başına sürdürmesi mümkün değildir. Çünkü hasta, sağlıklı zamanlarında uyguladığı yaşam kurallarını, konuşmalarını ve an itibarı ile gerçekleştirmesi zorunlu davranışları dolayısı ile bağlı alışkanlıklarını unutup, ne yapacağını bilemez olmuştur. Aile içindeki genel bakım ve korunması ciddi zorluklar taşır ve bu sıkıntılı süreç vefatına kadar sürer. Netice olarak, söz konusu rahatsızlık: Hem hasta için zordur, hem onu koruyup kollayan aile fertleri için zordur. Hatta tahminlerin ötesinde olabildiğince zordur! Hasta, zorluklarla birlikte ailenin yaşamını inanılması güç derecede sıkıntıya sokar. Aile fertleri, günlük yaşamlarını layıkı vechile uygulayamaz. Çünkü yaşam konforu, heyecanı, yitirilmiş ve bitmiştir! "Bu rahatsızlığın en anlaşılır açıklaması nasıl yapılır" diye sorulsa: ".tüm ailenin günlük yaşamı, hasta ile birlikte; sıkıntılı, problemli ve bunalımlı bir yaşama dönüşmüş, şekildedir." diye yanıtlanabilir.

 

ANCAK BİR OLUŞUMLA SONUÇ GERÇEKLEŞEBİLİR

İşte! İnsanoğlunu yaşarken bunaltan bu zor rahatsızlık, hastanın bakımını sürdüren aile, bireylerinin ruhsal yapılarını bozar. Sağlıklı yaşamlarını sürdürmelerini engeller ve hayata tutunmasını zorlaştırıcı problemler, oluşturur. Bu rahatsızlığın henüz tedavisi mümkün olmadığından, hastalığın sebep olduğu aile içi izanlı ve düzgün yaşamın yeniden tesis edilmesi ve normal seyrini sürdürebilmesi, ancak Devletin koordinasyon ve organizasyon gücü ile gerçekleşebilir. Bu da: -Huzurevleri- yapılanmasına benzeyen -Alzaymırevleri- tanımı ile projelendirilecek, bir çabanın sonucu ile mümkündür. Ailedeki sağlıklı fertlerinin; sade, huzurlu ve problemsiz yaşamı ve bu hakkın kullanılması, ancak Devletin desteği ile tesis edilebilir.  

 

HİZMETİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYELERİ DERUHTE ETMELİ

Bu adımın atılması, koordinasyon ve organizasyonunun gerçekleştirilmesi, sorumluluğun Sağlık Bakanlığı denetiminde veya Büyükşehir Belediyelerine yüklenmesi şeklinde değerlendirilerek, bir proje hazırlanması önemli bir gerekliliktir, diye düşünüyorum. Bu konunun yadırganmaması ve genel kabul görmesi hâli; gediğine konulmuş bir taş gibi, halkın takdirini kazanacağından kesinlikle eminim. Toplumun konuya çok duyarlı ve olumlu bakacağına ve yaklaşacağına, hatta yüksek sayıdaki desteğin konuya yönleneceğini varsayıyorum.  

 

HUZUREVLERİ GİBİ, ALZHEİMER EVLERİ YAPILMALIDIR

Bu tür bir projenin, yani: -Alzheimer evleri- projesinin dikkate alınması halinde, her il Büyükşehir Belediyesi, idari sınırları içinde yaşayan hastaları ile ilgili programlanmış hizmet sunumu: -insana saygı ve sevgi adına- yapılmış bir çözüm olarak alkışlanacağı, çok ayrı bir gerçektir ve muhakkaktır. Çünkü -her şey insan içindir- düşüncesinden yola çıkıldığında, konunun tasarruf tedbirleri dışına çıkarılması, örneğin: Devlete ait hizmet dışı bırakılan atıl yapıların; bakım ve onarımları gerçekleştirildikten sonra hizmete alınması, önemli çözümün başlangıç noktası olacağı kanaatini taşıyorum.

   

HER YAŞLI DEĞİL AMA BAZILARI ALZHEİMER OLABİLİR

Her yaşlı insan değil, ama bazı yaşlılar potansiyel Alzheimer hastası olabilir. Oysa baba, sağlıklı yaşamında; tüm görevlerini ve sorumluluklarını yerine getirmiş, aile mefhumu gelişmiş, evine direk olmuştur. Anne ise ak sütünü emzirmiş, saçını süpürge etmiş, yememiş ama yedirmiş, giymemiş giydirmiştir. Ancak yaşamının son yıllarına yaklaştıkça, sıkıntılarla geçen ömür gadre uğramasada, maalesef tedavisi olmayan bir sağlık sorunu yakasına yapışmıştır!

 

DEVLET GÜCÜNÜ TEYİT ETMİŞ OLACAKTIR

Netice olarak bu noktada: Devlet; hasta yurttaşını resmi evlere taşırken, geride kalan ve hasta ile birlikte sürdürülen kâbuslu yaşamın, aile fertlerindeki çaresizliğine merhem olacağı, çözümünnün Devlet gücü veya destekli yerel yönetim gücü ile başarılabileceğini teyit etmiş olacaktır.

 

 

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI