EĞER KORUYAMAZSAK, ZAMANINDAN EVVEL VELEDDALİN AMİN
Oldum olası, pek çok insan gibi uzayı merak eder, yıldızların sonunun nereye kadar ulaştığını, nerede bittiğini, bittiği yerde neler olduğunu merak ederdim... Daha sonraki yaşlara ulaştığımda Cennet/Cehennem öğretileri hafızama kazınmaya başlayınca, bende şöyle bir kanı oluştu: "Tamam, şimdi buldum!" deyip, yıldızlardan sonraki kısmın, sözü edilen diğer Dünya, yani Cennet ve Cehennemin bulunduğu ve insanların ağzından düşürmediği "Öteki Dünya" var. Artık bundan emindim. Merak ettiğim konunun yanıtını, kendimce böyle düşünüp verince, merakım biraz daha depreşti, sıra: Acaba şimdi, an itibarı ile öteki Dünya'da neler oluyor? Neler yapılıyor? Ölenler canlanıyorsa nasıl karşılanıyor? Dinsel öğretilerdeki melekler, gelenlerle bizim gibi konuşuyor mu? Konuşuyorsa neler konuşuyor? Gibi bitip tükenmeyen soruların yanıtını bulmak isterdim.(Çünkü öbür Dünya'dan geri gelen olmadığından, kendimce düşünüp, hayalini kurup, yanıtını bulmak bana düşerdi! Herhangi bir sonuca ulaşamazsam) Öbür Dünya'yı, bazen üzerinde yaşadığımız gezegenin yaşam tarzı ile birbirine benzetip: "Herhalde orası da, burası gibidir!" deyip sorunun yanıtını kolaylaştırır, noktayı koyardım. Zaman geçip; ergenlik, gençlik, olgunluk çağlarına eriştiğimde ilgi alanıma giren diğer: "Amasız-Fakatsız-Nedensiz" soruları yanıtlamaya çabalarken, ruhsal sıkıntılara da, girerdim.
Gezegenimizin oluşumu, 4.5 milyar yıl önce gerçekleşmiştir! Ancak günümüzden 1Milyar yıl sonra, tarihler: 1.000.002.021'i gösterdiğinde, Güneş'in yakıcı sıcağı, oksijen miktarını yaşanamayacak seviyelere indirdiğinde, Dünya'daki canlı yaşam sona erecektir.(NASA/alıntı)
Bir milyar yıla gelmeden, asteroitlerin oluşturduğu ve tabiri caizse sarhoş gibi dolaştıkları uzayda, durum vaziyeti önemlidir! Örneğin: Yakın zaman önce, Asteroitlerden birinin gezegenimize doğru gelirken, çarpmasını önleyebilmek için, yönünü değiştirme operasyonu gerçekleştiren NASA, bu müdahaleyi başarı ile sonuçlandırmış, gezegenimiz "Hay haydan" kurtulmuştur. Bu başarıyı, kendi adıma şükrediyorum.
Dünya, çeşitli dönemlerden geçerek, günümüzdeki son şeklini aldığı biliniyor. Merak ettiğim durum ise: Gezegen üzerinde; yıllar yılı, savaşlar yapılmıştır ve maalesef halen yapılmaktadır. Savaşlarda, çok güçlü bombalar patlatılırken, daha sonraki zamanda Nükleer bombalar üretilmiştir. Bu dehşetengiz nükleer bomba, yıkıcı ve radyasyon yayıcı gücü nedeniyle insanoğlunu çok korkutmaktadır, bazı ülkeler bu silahın yapım ve stoklamasını elan sürdürmektedir ki, savaşan ve savaşacak bazı ülkelerin geleceği bu tehditle karşı karşıyadır. Nükleer silah kullanmama kararı, sadece anlaşmalar ve atılan imzalarla durdurulmaktadır.
Gelelim, merakımı celbeden bir diğer konuya. Dünya üzerindeki; barajlar, göletler, yollar, köprüler, varyantlar, hava alanları Demiryolları ve diğerleri, İnsan eliyle yoktan var edilirken, devasa yapıların malzemeleri, gezegenin bir yerinden alınıp, bir başka yerinde en güçlü betonla kurulmaktadır. Şehirleşmelerde de, büyük ve normal yapılar için, yine; demir, çimento ve doğanın kumu çakılı kullanılmakta ve bu malzeme alımları tüm Dünya'da yıllardır sürdürülmektedir.
Öte taraftan, milyarlarca motorlu araç, gezegen üzerindeki kendilerine ait: Karayolu ve Demiryolunda hareket etmektedir. Öte taraftan gezegenin yer altındaki zengin kömür ve maden yatakları, tüm Dünya'da tüketilmeye başlanıldığından beri, kömür yakılarak küle, madenler mamul ürüne dönüştürülmektedir. Sözün özü: Dünya; içinden ve dışından adeta halen kemirilmektedir.
Tüm bunlara ilaveten, Dünya üzerinde, günümüzdeki ve gelecekteki nüfusu ile oluşan ve bundan sonra oluşacak milyarlarca canlı insan ağırlığı, gittikçe artmaktadır. Madenler, taşlar, kum ve diğerleri oluştuğu yerden alınarak, çeşitli yerlerde değerlendirilmektedir. Ayrıca kırılarak çakıl veya mıcır haline getirilenler inşaat ve kaplama yol yapımlarında kullanılmaktadır. Bu durum tüm gezegende elan tüm hızıyla sürmektedir. Durum, kasabın kestiği hayvanı, satmak için parçalara ayırdığı ve sattıktan sonra elinde: Bıçakla masat'ın kalışına benzetiyorum!
Sonuç olarak: Dünya'nın üzerinden veya içinden, yıllarca alınan bu doğal malzemelerden ötürü, gezegenin kendi ve Güneş'in etrafındaki dönüşünde ve eğiminde küçükte olsa sapma olup olmadığını, olmuşsa binlerce yıl sonra bu dönüşlerin nasıl gerçekleşeceğini çok merak ediyorum!
Öte taraftan; İklim değişiklikleri, orman yangınları, sağanak yağışlar, derelerin taşması, kuraklıkların oluşması, buzulların erimesi ile diğer doğa olaylarının insanoğluna gelecekte ne gibi bedel ödeteceği de, merak ediyorum. O nedenle, Doğayı öylesine korumalıyız, öylesine korumalıyız ki, bol oksijen üretsin! Eğer koruyamazsak sonuç: "Zamanından evvel veleddalin amin"dir. O nedenle, Devletler, orman yangınları için söndürme mücadelesindeki uçar birliklerini bir orduyu donatır gibi donatmalıdır, çünkü ormanları fevkalade önemli addediyorum.