İnsanın yaşamı boyunca değiştirmeden uyması gereken kurallardan biri ve hatta en önde geleni temizliktir. Arapçadan dilimize yerleşmiş bu ad, halkın genel kültüründeki temel kuraldır. Sağlık kurum ve kuruluşlarında, mikroptan arındırmanın adı da, Fransızca kökenli hijyen'dir. Genellikle doktor ve sağlık görevlilerinin, telaffuz ettikleri hijyen adı, halk tarafından pek kullanılmasa da TV haber sunucuları kullanmaktadır. Bunda bir sakıncası yoktur, ama kitlelere hitap etmeleri nedeniyle önemlidir. Çünkü yurdumuzda çalıştırdıkları mekânlara yabancı ad koyanlar, artık eleştirilmektedir. İşyeri adının Türkçe olması, bundan böyle dilimize ve ulusumuza gösterilen saygı anlamı taşıdığından, hatırdan çıkarılmamalıdır!
Temizliğin birinci sırasında öz temizlik(Kişisel bakım) gelir ki, insan için olmazsa olmazdır. Çevre temizliğine de, öz temizlik kadar dikkat gösterilmesi gerektiğinden özene muhtaçtır! Gerçi biz millet olarak, peygamberimizin: "Temizlik, imanın yarısıdır" hadisini dikkate aldığımızdan, şehrin; bulvarlarını, caddelerini ve sokaklarını pırıl pırıl tutmamız da bundandır(!) Temiz olmak milletimizin son derece dikkat ettiği kuraldır.(Yaşamı süresince, bir kere gösterse, öpüp başıma koyarım ama!) Örneğin: Evlerimizin içine bal dökseniz yalanır da, o kaldırımlar, sokaklar, caddeler için ne denir bilmem!
Sokağı sadece bir iki amaç için kullanıyoruz, birincisi yürümek ikincisi kirletmek. (Bir reklamda görmüştüm ve bu reklamda, fondaki ses, "Çocuğun giysilerini kirletme hakkı vardır" diyordu. Nasıl bir haksa? Bizim çocukluğumuzda, böyle bir hak yoktu, görmedik duymadık. Eğer oynarken üzerimizi kirletirsek, kirlilik derecesine göre ya, kulağımız çekilir veya enseye iki şaplak atılırdı. Çocukken üzerimizi kirletme fiili gerçekleşti, bari bugünkü kirletme hakkımızı şimdi cadde ve sokaklarda kullanalım da, belediye temizlesin) der demez fondaki ses: "Şu düşünceye bakın, ne kadar kötü ve kaba. Bayım! Bu düşüncenden vazgeç, lütfen cadde ve sokakları temiz tut. Böyle düşünmen bile ayıp Çünkü sen yaşlı bir yurttaşsın!) Diyebilir.
Eskiden: "İnsan 70'inden sonra çocuk sayılır" denirdi. Demek ki, artık zamanımızda çocuk kabul edilmiyor? Ama fazla temizliğe de gerek yok. Cadde ve sokaklar ev içi gibi pırıl pırıl olursa, insan sokakta yürüyemez, basacağı yeri bilemez, basmaya kıyamaz. Allaha şükredelim ki, yaşadığımız şehrin böyle bir sorunu yok. Şehrin temizliği, "Ehh, idare eder" türünde. (Ancak benim oturduğum "Ticari sokağa" çift taraflı otomobil park ettiğinden yıllardır süpürülemiyor! Üstüne üstlük 100/150metrelik sokak boyunca üç adet park yasağı levhası var!) Hem park yasağı ve hem de, yasağa karşın park eden otomobiller. Bu nasıl oluyor ve sokak bir kere bile temizlenemiyor? Galiba bu yeni bir yasa ve tesadüfen oturduğum sokakta uygulanıyor.(Pilot sokak)
Yerel yöneticiden bir ricam var! Güvercin konutlarının dikildiği kaldırıma bir uyarı levhası koyarsanız, kuşlar tepemize şey etmez! O kaldırımdan geçerken yurttaş kirlilik tehlikesi altında olduğunu hissediyor. Uyarı levhası gerekiyor! Tedbir için şimdiden teşekkür ederiz. Meselâ Muğla ağzı şöyle bir uyarı yazılsa: "Arkıdeş gıyıdan geç! Yokarda evguşu va! Soona üstünü şedibilii"
Bu uyarı idare eder. Bu arada yurttaş, kuşları beslemek için çeşitli atıkları, getirip kaldırıma döküyor. Orada çok kötü, "Nefis" bir fotoğraf oluşuyor(!) Bu nedenle bir uyarının da, bu sorun için gerekli olduğunu düşünüyorum. Yine Muğla ağzı ile: "Siz guşlara yiicek vemen, biz veripduruz. Sizinki olmeyoru ortalık kirleniyoru- (İmza belediye)"
Dönelim ve gelelim COVID-19 mücadelesine. Maskesini çene altına alanlara ve pazısı üzerine takıp, yürürken maskenin yamaç paraşütü gibi açılmasından zevk duyup afili yürüyenlere! Niye maskeyi kurallarına göre takmıyorsunuz da, bunca uyarıya rağmen inadına yamuk yapıyorsunuz? Sanıyorum bulaşın önemini hala kavrayamadınız! O zaman, algılama devrenizde bir arıza var demektir! Saygılı yurttaş kurallara uyarken, siz uymuyorsunuz ve milleti şirazeden çıkarıyor, sıkıntıya sokuyorsunuz. Sizin yüzünüzden zorunlu tedbirler alınabileceği ve uygulamaya konulacağı çok muhtemeldir. Çünkü o tedbirler; ihmaliniz, dikkatsizliğiniz ve adamsendeciliğiniz yüzündendir.
Bu davranışlarınız ülkeyi tedirgin ediyor, ekonomiyi bozuyor. Niçin sosyal mesafeye dikkat edip, bulaş tan korunmaya çalışmıyorsunuz da, her şey normalmiş gibi yaşıyorsunuz? Sağlık Bakanı her gün uyarıyor. Kış uykusuna yatan ayı olsa, bu kadar uyarıdan sonra denileni yapar, maske versen takar.
Kurallara uymak zorundasınız, bir ulus bulaş korkusu içinde yaşarken siz keyfinize göre yaşayamazsınız. Yaptığınıza bakın! Bu keyfi davranış hakkını size kim veriyor? Üstelik her gün uyarılıyorsunuz! Bulaş, bir ulusu çok daha zor durumda bırakmadan, uyanda kendinize geliniz!
Sağlık bakanı ekrana çıkıp: ".her gün duyuruyoruz, hiçbirini dikkate alınmıyor, ne maske, ne sosyal mesafe, ne el temizliğinin, birini bile layığı veçhile uygulamıyorsunuz. Yoksa uyarıyı "Uyu" diye mi algılıyorsunuz? Kuralsız yaşayan yurttaş, ülkenin sorunudur. Bulaş probleminin büyümemesi için tüm gücümüzle çalışıyoruz, halli uzun zaman alırsa, müsebbibi sorumsuz yurttaştır."
COVID-19 tablosunu her gün izliyoruz. Önemli olan, Eylül/Ekim've Kasım da nasıl bir tablo ile karşılaşacağımız, fevkalade tedirginlik yaratacağını düşünüyorum. Bayramın, plajların, asker uğurlamalarının, cenaze törenlerinin düğünlerin ve düğündeki halayların sonuçları tabloya nasıl yansıyacak göreceğiz. Halâ, "Maskeni tak, sosyal mesafeyi koru, el temizliğine dikkat et" uyarısı yapılıyor.
İnsanımız ölümle karşı karşıya olmanın tehlikesini niye hala anlayamıyor, niye önemsemiyor, niye yaşamını yan yolda bitirmek istiyor bilim kurulu da anlamıyordur herhalde! Bana göre nedeni, genç olmanın verdiği, ileri görüşlülük ve geleceği görme(!) Delikanlı diyor ki: "Mikrop" kadar şeyden korkulursa yazıklar olsun bize(!) (Gülüşmeler) "O virüs denilen erkekse çıksın karşımıza" diyoruz, çıkmıyor" (Tekrar ve daha canlı gülüşmeler) Bendenizde: "Ama sende şart ileri sürüyorsun ve Erkekse diyorsun! Ya dişi ise? Demek ki dişi olduğundan çıkmıyor(!)" (İsteksiz gülüşmeler) ".fakat bir yolunu bulup burnundan giriyor ve canını burnundan alıyor!" (Birbirlerine bakışmalar) Hey be yavrum! Sen bu kafa ile gidersen askere, nasıl alır gelirsin bakalım teskere?"
Tanrı gençliğinizi korusun genç adamlar! Onun için; etmeyin eylemeyin maskeyi takın yüzünüze ve dikkat edin sosyal mesafeye bir de elinizi iyice temizlemeye. Çünkü erkeklik sökmüyor, coronavirüse.