Çocukluk ve çocuklukta yaşananlar asla ve kat'a unutulmuyor. Mesela: İki bisküvi arasına konulan lokumla elde edilen, o yılların olabildiğince basit pastamsı yiyeceği, tadı ve tüketilmesi hâlâ unutulmadı çünkü akıldan çıkmıyor. Çıkarsa büyük körlük olur, zaten en büyük körlükte nankörlüktür. Bu damak tadı çeşitli vesilelerle yazıldı. Bugün konuya, kısaca bir nedene istinaden değineceğim.
GEÇMİŞİN BİSKÜVİLERİ
1950'lili yıllardaki bisküvilerle, günümüzdekiler arasında tazeliği ve kıtırlığı açısından, çok fark vardı. O yıllarda bakkala gelen fakat beklemesi bir yılı aşan bisküviler yadırganmadan alınır, arasına (Yerli)lokum konur, başparmakla yayılır ve diğeri üzerine kapatılarak tüketilmeye hazır hale getirilirdi. O günlerin, o tadı, cepte 25 Kuruş olduğu sürece tekrarlanabilen lezzetti ve biz çocuklar için bir istisna idi.
ARTIK ŞİMDİ İÇİ LOKUMLU HAZIR BİSKÜVİLER ÜRETİLİYOR
Kısa bir süre önce bir satış mağazasından, ambalajlı, hem adet ve hem de paketle satılan, arası lokumlu hazır bisküviyi ilk kez gördüm ve satın aldım. İki değişik türden biri fiyat açısından pahalıydı, diğeri ucuzdu. Ucuz olan tam anlamı ile bir atasözümüzü anımsatıyordu, hani: "Ucuz etin suyu yavan olur!" denir ya, onun gibi! Diğer lokumlu bisküvi, kalitesi kendini belli ettiğinden hemen tüketiliyor, kalite eksiği olanı, lafın gelimi boğazdan zor geçiyordu. Meredi ancak çay veyahut su içerek mideye indirebiliyor, ancak ikincisini yemekten kaçınıyordunuz.
İNSANIN İŞTAHI KABARIYOR
Daha sonraki günlerde, aynı mağazadan Mandalina aromalı lokum almaya karar verdim ve ertesi günü gidip aldım. Kuşe kağıttan yapılmış kutusunun üzerinde, kavuniçi renkli ve standartlara uygun büyüklükte birkaç lokum ile yanı sıra Mandalina dilimleri görseli, insanın iştahını kabartıyordu ve: "Al beni, ne olur eve götür" diyordu, sanki!
AYOL BUNDAN BAŞKA ALACAK BULAMADIN MI?
Neyse aldım. Eve gelince paketi açtık, içinden çıka çıka çay şekeri büyüklüğünde lokumcuklar çıktı! Paketin üzerindeki renkli lokum ve Mandalina dilimi fotoğrafları, meğer tüketiciyi kandırmak içinmiş! Hanım, haklı olarak: "Alacak başka bir şey bulamadın mı?" diye sorması canımı sıktı, hatta bu arada, tercih yeteneğimin ve seçiciliğimin artık bir işe yaramadığı zehabına kapıldım.
SEN BÖYLE DERSEN, VERİRİM BİRİNE ALIR GİDER
Aldım elime paketi, giydim ayakkabılarımı, sokağa çıktım. İçimden: "Önüme ilk gelen ve muhtaçlığını hissettiğim birine veririm, evine götürür, ailece sevinirler." diye mırıldandım. Yürümeye başladım. Yürüyüşüm bir saati geçti. Orayı burayı dolaştım, paketi verecek uygun bir kişiye rastlamadım!
BU NE AMCA?
İçimden: "Lokumu şu karşıdan gelene vereyim, tam aradığım adam" diye rastgele birinin eline tutuşturmak istesem: "Bu ne amca?" diye mutlaka sorar. "Lokum" derim. Sorunun cevabını vermiş olduğumdan, karşımdakini rahatlatırım! Ama şahıs şüphelenerek, beni yukarıdan aşağıya veya aşağıdan yukarı süzüp, yüzüme demese bile, içinden: "Adam zincirleri koparmış galiba, lokumu kutusu ile bana neden veriyor acaba?" diye düşünecek ve: "Kendin niye yemiyorsun da, bana veriyorsun?" diye soracak. O zaman ne derim diye, bu kez o yanıtı düşünmeye başladım!
İYİKİ DEMOKRASİLERDE, ÇARE TÜKENMİYOR(!)
O zaman, Demokrasilerde çarenin tükenmediğini anımsar ve durumu süratle değiştirip lehime bir çözüm üretirim.(Ama bazı konularda; hırs, duygu, heyecan, ihtiras ve hemen verilen ani kararlar pişmanlıklara neden, olur!) Dolayısı ile aleyhimde olumsuz düşünce geliştirebilecek olan şahsın, lokum ikramımı kabul etmesi için değişime gitmem gereği ortaya çıkar. Ama alelacele, paldır küldür değil tabii! Çok iyi düşünüp; artısını, eksisini, çıkarmasını, çarpmasını ve sağlamasını yaparak, 4x4 sonuç elde etmeliyim ki, düşüne düşüne verdiğim karar değsin, Kurbağayı ürkütsün!
YA GÜVENDİĞİM DAĞLARA KAR YAĞARSA
Mevsimler değiştiği için, acaba güvendiğim dağlara kar yağar mı diye de, tedirginlik içindeyim! Değişime gitmek komplike bir iş, istediğiniz sonuçları almayabilirsiniz veya göl mayayı reddedebilir. Çünkü çevre, denizler ve göller durmadan kirletiliyor ve hatta kuruyor. Bu nedenle değişim için, önünü sonunu çok düşünmek gerekiyor, yoksa sonuç: "Eşekte paldım, ben seni aldım" olur!
ELDE LOKUM, AKILDA DEĞİŞİM PAKETİ
Sadece ölülerin ve delilerin değişmediğini herkes bilir. Ama bu lokumu birine yediremezsem; davranışımdaki şekil, üzerimdeki kılık, sorunlara bakış ve düşüncelerimdeki yaklaşım yöntemini değiştirir birde öyle denerim. Baktım gördüm o da olmadı, ilimizin tescilli tatlısı "Saraylı"dan bir paket yaptırır, onunla çare ararım. Diye düşüne düşüne yürümeyi sürdürüyorum.
HANIMI CANLI OLARAK GÖREMEZSEM, HAYALİNİ GÖRÜYORUM
Bir yandan da, hanım gözümün önüne gelip, gelip gidiyordu. Nedendir bilinmez, birden biraz irkiliyorum ve kendi kendime: "Lokumu beğenmedi diye hanımı değiştirmeyi aklıma asla ve kat'a getirmem!" diye, gayriihtiyari mırıldanıyorum. Ama bunu Allah söyletiyor!
EN MANTIKLISI HANIM BEĞENMEDİ DİYECEĞİM
Ne yapalım, nihayetinde lokum elimde kalırsa: "Hanım beğenmedi" diyeceğim. Ama o zamanda, şahsın hınzırlığı tutacak: "Eşiniz beğenmediyse kendiniz tüketin. Siz niye yemiyorsunuz da, bana veriyorsunuz?" diye sorup, kısa bir süre bekledikten sonra: "Sen kafayı mı sıyırdın amca?" diye münasebetsizlik ederse: "Hayır kafayı sıyırmadım çok şükür iyiyim, sen şu lokumu alıp eve götürüp yersen ne âlâ, yemezsen zıkkımın kökünü ye!" Demek benim için kolaylaşacak!