HEPSİ BUDUR

 

 

                                               HEPSİ BUDUR

                                          (Bunlar da, şehrimizden)

 

Bu tarihten bir buçuk ay evvel, Muğla merkez ilçe belediyesi Menteşe, telefonlara gönderdiği, mesajda: "Kendisini, Belediye başkanı Bahattin Gümüş olarak tanıtıp, yardım adı altında, para talebinde bulunanlara itibar edilmemesini." Dikkat çekiyordu. Bu Lüfer'i, yurttaş mutlaka merak etmiştir. Şahıs veya şahıslar, Manisa'daki, hastaneden mi, kaçıp gelmişti bilmiyorum(!) Çünkü aptalca girişimi ile 120Bin kişinin yaşadığı bir şehirde, belediye başkanının adını kullanarak, dolandırma yöntemi ile para toplamak akıllara ziyandı! Anlaşılıyordu ki, henüz tedavileri bitmemişti.

 

Bu şahıs veya şahıslar: ".millet hazır virüs korkusu ve tedirginliği içindeyken ve konu ile meşgulken, sipaliyi toplayıp cız edelim" diye düşündüler sanırım. Ama ömüklerine turktu. Tanrı akıl dağıtırken bunlar neredeydi kim bilir? Gerçi mesleklerinden, ne menem biri veya birileri olduğu anlaşılıyordu. Gel gör ki, malı götürmeyi iyi biliyorlardı.

 

Çünkü sen tut, dolandırıcılık yapmak için Muğla merkez ilçesini seç, yetmedi adı kullanılacak şahsın da, o merkez ilçenin bir numaralı yerel yöneticisi olsun!(Bu haddini bilmeze, müsaadenizle çüş! Diyelim) Bahattin Gümüş'ün Bu güne kadar, herhangi bir amaçla, yurttaştan maddi yardım talebinde bulunduğu, ne görülmüş ne duyulmuştu.

 

Bunun için merakımı mucip oldu. Dolandırıcılık Allah vergisidir(!) Bu çalışma alanında, bazı başarılı sonuçlar alınmış(!) Örneğin: (İst./Galata Köprüsü, İzm./Konak saat kulesi el senedi ile satılırken, öte taraftan, başbakan kandırılıp, kandıranın hesabına para yatırılmıştır. Ayrıca telefonla istenilen paralar, dolandırıcıya nakit olarak teslim edilmiş, bundan; profesörler, generaller, bürokratlar ve bir bölüm sıradan yurttaş, dolandırıcıların kurbanı olmuştur. Sözün özü! Bir belediye başkanının adı kullanılarak para toplamak dolandırıcılar için zor bir iş değildir!) Diyebilirsiniz. Ama Muğla merkez ilçesi belediye başkanı neden seçilmiş bilmiyorum. Ancak merak ediyorum. Çünkü rahatsız oldum. Bu iş de, bir oyun düzen mi var acaba diye düşündüm. Neyse, bu paragrafı noktalayalım.

 

İnsanlarının ölüm meleği Azrail'in, adı artık: Coronavirüs olarak yakıştırılmış! Bilmem duydunuz mu? İnsan teması ile hemen bulaşan virüs, sosyal mekânlarda daha iyi iş çıkardığından(!) vaka her geçen gün artmış, İçişleri Bakanlığı bu nedene dayanarak il ve ilçelerdeki sosyal mekânların kapatılmasını sağlayarak, mikrobun bulaşma alanını daraltmıştır.

 

Ancak çoğunlukla kalabalık şehirlerdeki yaşlı yurttaş, "Evde Kal" uyarısını: "Evde kalma, dışarı çık, mis gibi havanı al." Biçiminde, değerlendirip, her gün bankta ensesini kaşımış, çevreye bakarken tespih çekmiştir. Konu ile ilgili, Hindistan'la yarışamayız(!) Ama ona yakın sosyal manzara fotoğrafları oluşturup, Dünya'ya seyrettiriyoruz. Dışarı çıkan yaşlı: "Ben Virüsten korkmam, o benden korksun. Bana bir şey olmaz" diye düşünebileceğinden, birde(Aman lâf aramızda benden duymuş olmayın, Virüs'ün kulağına kaçmasın!) 65 yaş üstü kuşağın, efeliğinden kaynaklandığını düşünüyorum(Yeni tedbirler karşısında bakalım, efeler ne karar verecek?)

 

Merkez ilçe belediyesi, Kültür evlerinin kapısına, birer bez afiş asmış, üzerine:(Sevgili Menteşe'liler. Ülke genelinde alınan sağlık tedbirleri kapsamında, siz değerli hemşerilerimizin sağlığını önemsediğimizden, işletmemiz geçici bir süre hizmet veremeyecektir. Anlayışınız için teşekkür eder, sağlıklı günler dileriz.) Diye yazmış.

 

Yurttaş, bu açıklamayı okuyunca, içinden: "Sağ olasın Başkan, bizi düşündüğünü biliyoruz" Diyebilir. Ancak metinde: "Sevgili Menteşeliler" Denilmiş. Biz Menteşeli değil, Muğlalıyız! Ayrıca: ".siz değerli hemşerilerimizin sağlığını önemsediğimizden!" Cümlesini yersiz diye düşünüyorum. Afiş metnini yazan personel, tırnak içindeki cümleyi araya, gereksizliğine rağmen koymuştur. Çünkü tedbirler ülke genelinde alınmış, mekân bu nedenle kapatılmıştır. Hemşeri sağlığının önemsenmesiyle ilgili bir değerlendirme lüzumsuzdur!

 

O cümle için, varsayalım şöyle bir soru sorulsa: "Pekii! Önemsemeseydiniz, mekânı kapatmayacak mıydınız?" Yanıt: "Kapatılacaktı!" olur. İşte! Böyle küçük detay dikkat edilmezse, sonra ortaya: ".eğer belediye istemeseydi, mekân kapanmazdı!" gibi bir anlam çıkar ki, buda yanlıştır.

 

Gerçi belediyeyi öyle bir soru soran olmazdı, olsaydı ona Muğla ağzıyla: ".seni ne arkıdeş?  Sennen ne alış/veriş? Adam, belediye başganı, sene mi, sorcek? Öölüdü yaza, bölüüde yaza. Zannımcı sen, eesik gedik arepdurusun?" Diye sorar, arkasından: Töbülerossun, yarebbim yaressürüllah!" çekerdik.

 

Afiş metni devam ediyor.(.işletmemiz geçici bir süre hizmet veremeyecektir. Anlayışınız için teşekkür ederiz) Allahaşkına bu metinleri, kim yazar merak ediyorum. "Sayın metin yazarı! Karşınızdaki müşteriniz: "Ben anlayış göstermedim, ama buna rağmen kapattınız. Teşekkür etmenize, neden gerek var, anlamadım?" Derse, yersiz teşekkür, Deve dişi gibi ortada sırıtır!

 

Çünkü Dünyadaki ve ülkedeki vahim sağlık sorununun getirdiği şartları uygulamaktan ötürü, müşteri; yerel yönetimine karşı, aklında olumsuz düşünce geliştireceği hayal bile edilemez! Bakanlıkça kapatılan mekânlar için, ortada müşterinin anlayış göstermesini gerektirecek bir durum yoktur. Çünkü onlarda, bu toplumun bir üyesidir ve olağanüstü gelişmeleri birlikte yaşamaktadır. Devletin bir kararı hayata geçirilip, uygulanmaktadır. Hepsi budur. Neyse, afiş: "Sağlıklı günler dileriz."  İmza/Başkan. Diye bitirilmiştir.

 

 

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI