İÇİMİZDEKİ ÇEŞİTLERDEN BİRİ!

İÇİMİZDEKİ ÇEŞİTLERDEN BİRİ!

GEÇEN haftaki günlerden birinin akşamı eve gelirken, apartman kapısında tanımadığım tahminen 30-35 yaşlarında bir şahısla karşılaştım. “Merhaba ağabey” deyince, “Merhaba” dedim, şahıs: “Ağabey, size bir şey soracaktım onun için burada bekliyorum. İşiniz varsa mani olmayayım” dedi. “ Buyurun söyleyin, bir problem mi var?” Diye sordum. Şahıs: “İsterseniz şöyle biraz yürüyelim, sohbet etmiş oluruz.” dedi… Ve ağır ağır yürümeye başladık.

“AĞABEY!” Diye söze başladı: “Asgari ücretle çalışıyorum. Evim kira, yiyecek, içecek, giyecek hep para. Ekmekten tutun da; pazar masrafı, elektrik, su, telefon, kömür her şey para. Maalesef yetişemiyorum.” Deyip sustu ve içimden: “Hayırdır, herhalde para istemeye geldi.” diye düşündüm. Hemen sözü kaparak: “Eşin çalışıyor mu?” dedim, ”Evet, ev temizliğine gidiyor” diye yanıtladı. “Ayda kaç gün çalışıyor?” sorusu: “25 Gün, ama genelde bir ay gidiyor.”  Diye cevaplandı. “Günlük ücreti kaç lira?” “140 lira. Ama eşim, gelecek ay 160 lira diyeceğim, her yere zam geldi, bize yok diyor.” Deyince, “Oğlum! Geçinemiyorum diyorsun ama yine de, Türkiye şartlarında aç kalmıyorsunuz, durumunuzun ah vah edilecek yanı yok.”  Diye hatırlattım.

“PEKİ, çocuğunuz var mı?” “Elinizden öper iki tane, biri ortaokul üçüncü sınıf, küçük ilkokul dördüncü sınıf.” Sormayı sürdürdüm: “Peki, içki içer misin? Sigara içiyorsun elinde görüyorum.” Deyince: ”Ara sıra arkadaşlarla biracıya takılırız. Fakat genellikle evde içerim, dışarıda içmem çünkü masraflı oluyor(!)” yanıtını, kinaye yaparak: “Aferin! Tasarruflu adamsın. Meyhanede içmiyorsun, evde içiyorsun(!)” Dedim ama sözümü kestirmedim.

“MERAK ediyorum, bana ne soracaktınız?” deyince verdiği cevap: “Ağabey, ben şans oyunları hastasıyım!” “Eee!” Dedim. “Para yetiştiremiyorum, her hafta hepsinden oynuyorum ama daha hiç birinden bir kuruş kazanamadım! Acaba devlet bunu yasaklayamaz mı? Bunu sormak için gelmiştim.” Gülümsedim. İradesine hâkim olamayan yurttaşa: “Bak oğlum!” dedim. “Bu tür şans oyunları Dünyanın her ülkesinde oynanıyor. Yasaklandığı an’da bu yer altına iner vergi almak mümkün olmaz. Sen kazanamıyorsun ama bir kişi mutlaka kazanıyor. Devlet bunu, gözünün önünde, elinin altında olması için sistemi kurmuş, kurallarını belirlemiş ve adını koymuş.

ÇÜNKÜ şans oyunlarından alınan paylar bazı önemli resmi kuruluşlara aktarılıyor. Sen, devlet bu vergiden vazgeçsin diyorsun?  Akıllı ol! Devlet vergiden vazgeçer mi? Mümkün olsa daha çok vergi almak ister. Senin isteğin olacak iş değil. Sana tavsiyem; içkiden, sigaradan ve bu şans oyunlarından vazgeç!” deyince “Çok zor ağabey, benimki hastalık!” dedi. Biraz sinirlendim ve: “Sen, bunu sormak için mi gelmiştin?” deyince: “Evet. Hem sormak için hem de, acaba köşenizde yazıverir misin demek için.” dedi.

GENÇ adama acıyarak baktım ve: “Delikanlı, bak ben arzuhalci değilim! Şaşkınlık içindesin, benden ne isteyeceğini bile bilmiyorsun. (Şans oyunları vatandaşın cebindeki parayı, yiyip yutuyor.) mealinde yazsam hiçbir anlam ifade etmez. Çünkü herkes milyarların milyonların peşinde ve bunu kendi özgür iradesi ile karar verip oynuyor, hatta karşı olanlar bile! Asıl olan senin bu alışkanlıktan vazgeçmen. Belki ömrünün sonuna kadar oynayacaksın, ama muhtemelen hiç kazanamayacaksın! “Belki de bu hafta, son kez deneyeyim dediğinde, bakmışın milyarlar senin olmuş!” Bu ihtimal de, her an var.

AMA yine tekrarlıyorum! İçkiden, sigaradan ve “Son kez!” denemelerden vazgeç. Eğer vazgeçemeyeceksen bari haftada bir tane oyna.” Dedim ve ayrıldım… İşte! İçimizdeki çeşitlerden biri: “Gideyim yazdırayım, bu işi bitireyim gari(!)” diye düşünmüş… Tanrım! Kuluna biraz daha akıl ve biraz daha düşünme yetisi ver.

YAZARIN DİĞER YAZILARI