KALDIRIM, ARAÇLARIN DEĞİL YAYALARIN YOLUDUR!

 

Ülkemizde, kaldırımları araçlarla birlikte, yayalarda kullanır. Ama bazı sokaklarda, yayalar sokağın ortasından yürür, çünkü otomobiller kaldırımın %90'nına park etmiştir ki, Trafik Zabıtası bu sokaklara vakit kaybetmemek için, hiç uğramaz. Anlayacağınız: "Müsait yerden geçin beyefendi! Adam köyden gelmiş, başka şehirden gelmiş, otomobilini nereye koysun, öyle değil mi?" diye sorduğunda: "Bana ne, nereye koyarsa koysun" diyemezsiniz, vereceğiniz yanıt: "Tabii efendim haklısınız bizim sokağa koysun, biz durumu idare ederiz. Orta yerden de, geçeriz; kıyıdan, köşeden de, geçeriz" zaten -kader- deyip, geçiyoruz(!) Birde geçerken: "Allah büyüktür" diyoruz!

 

SAYIN YEREL YÖNETİCİLER

Büyükşehir Zabıta Dairesi Sayın Başkanı ve Emniyet Trafik Şubesi Sayın Müdürü! Kaldırımlarla ilgili 2nci bölüm: Yurttaş: "Gına geldi, artık İllallah!" diyor. Yurttaşı bunaltan sorun: "Kaldırımda, yürürken: tedirgin olması ve sokağa çıkmaktan korkması" Çünkü arkasında, önünde servis motosikletleri, normal motosikletler, yanı sıra elektrikli ve normal bisikletler ile scooter denilen; ne idüğü belirsiz, niteliksiz, insanı yürümekten alıkoyan, tembeli dahada tembelleştiren araçlar, kaldırımlarda seyir halindeler.

 

İLLAKİ YOLU KISALTIP BİR AN ÖNCE

Bu araçlar, yolu kısaltmak ve yürümemek için, kaldırımı kullanıyor. İşte bu nedenledir ki, yurttaş: "İllallah" diyor. Hele o motosikletler, normal yolda öyle bir hız yapıyor ki, sanırsınız, arkasından birileri kovalıyor ve sürücüsüde can havliyle kaçıyor. Yurttaşın bazısı diyor ki: "Bu kadar hızın nedeni, herhalde: Tabakhaneye helva yetiştirecek?" Maazallah o hızla birine çarpsa, önce kendisi havada 1-2 parende atar, sonra çarptığı kişinin durumu ortaya çıkar ki, manzara korkunç bir fotoğraf oluşturur. Çünkü çarptığı insan havaya fırlar yere düştüğünde, kafatası karpuz gibi parçalanır, bununla kalmaz, eli ayağı kırılır!

 

YILAN GİBİ KIVRILIP YAYALARIN ARASINDAN GEÇİYORLAR

Normal yolda yapılan süratin dışında, anılan araçlar, kaldırımda yürüyen yurttaşın arasından, hızlı seyir için, yılan gibi kıvrılarak yol alıyor, bazen teğet geçişle, vatandaşa: -az kalsın çarpacaktı- korkusunu, olabildiğinden çok daha fazla hissettiriyor.

 

OVADA AT MI SÜRÜYORSUN, LÜTFEN KURALLARA SAYGILI OL

Bu kural tanımaz ve sorumsuz kişiler, sanki ovada at sürüyor! Kaldırımı araç sürmek için kullanmaları; trafik kurallarını öğrenemediklerinden ve disiplin edilemediklerinden kaynaklandığı açık seçik ortada. Bu yaratıkların insana saygıdan bihaber oldukları da belli, oysa Tanrı'nın yarattığı mükemmel ve kıymetli yaratık ise, insandır. Bu nasıl bir anlayıştır, bu kişiler nasıl yetiştirilip toplumun sosyal yapısına dahil edilmiştir, bayağı merak ediyorum!

 

NİYE KALDIRIMDAN GİDİP GELİYORSUN, -YOLSUZ MUSUN?-

Bu şahıslar anlayış ve kavrama yeteneğinden, kurallara saygısızlıktan, iş bilmezlikten ve adam sendeciliğinden, ne menem yurttaş olduklarını anlamak kolay, düşünmeye hiç gerek yok. Be adam! Motorlu veya elektrikli araç üzerindesin, yolun belli, neden kaldırıma çıkıyorsun? Kullandığın araçla, yayalara ayrılan yolda neden seyrediyorsun? "Senin altındaki araç, normal yolda olması gerekirken, Kaldırımdasın? Eğer yürümek istiyorsan, aracını evine bırak, yürü. Senin aklından zorun mu var? Hem bir araç üzerindesin, hem kaldırımdasın!" Buna: -Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu- denir.

 

SİZ NASIL BİR YURTTAŞSINIZ SEN ALLAHAŞKINA?

Siz nasıl sorumsuz yurttaşsınız ki, araçlarınızla insanların arasında dalıp, tehlike saçıyorsunuz? Masum insanları; korkutuyor, ürkütüyor ve tedirgin ediyorsunuz. (Yaşlı veya hamile bir hanım, yanı sıra çocuk ve diğer yaşlı yurttaşların, yürüdüğü kaldırımda, tehlikeli ve kıvrak hareketlerle araç sürüp yayaların arasına giriyorsunuz. Birine çarpıp ölümüne sebep olsanız veya ömür boyu yürüyemez duruma getirseniz, üzülmez misiniz? Yoksa insan sevgisinden de mi, yoksunsunuz? Örneğin: Annen ve Baban'a veya varsa kardeşine, sizin gibi biri, bindiği bir araçla çarpıp yaralasa, bir yerleri kırılsa, o şahsa karşı tepkiniz ne olur? Hadi kendi kendine düşün bakalım! Varsayalım: Hamile bir hanıma çarptınız ve sonuçta hem anne ve hemde karnındaki bebek öldü. Ondan sonra ayıkla pirincin taşını. Umuyorum taşı ayıklama noktasına geldiğinde: "Eyvah ben ne yaptım?" diyeceksin!

 

BİRGÜN ÇARPTIĞIN KİŞİ YATALAK HALE GELİRSE

Açılacak maddi davanın yanı sıra, manevi hüznüyle yıllarca nasıl yaşayacağını bir kez daha düşün! Ailen için yaşanacak büyük maddi sıkıntıları hayal et! Hadi ölümlü bir kazadan vazgeçelim, çarptığın sağlıklı bir kişiyi, yatalak hale getirip: "Ölünceye dek yatağa mahkûm edersen, nasıl huzur içinde yaşarsın?" diye soruyorum. Bu sorumu, gözlerini kapatarak ve böyle bir karenin hayalini kurarak 3-5 saniye düşün!

 

SAÇLARIMA AK DÜŞTÜ KEŞKE YANLIŞ YAPMASAYDIM

Öte yandan: Aileni kendinle birlikte sorumluluk altına sokacağınıda düşün ve unutma! Hızla araç sürerken, başına öyle bir dert alırsın ki: Yere düşer, kafanı betona çarpar, beyninde oluşacak bir sorunla yaşarsın.(Kaskta olsa) Yaşarsın ama nasıl yaşadığını artık, bilemezsin? Bu durum ölümden beterdir, gençliğin heder olur gider, bir anda yirmi, otuz yıl geçiverir, aynaya baktığında: "Saçlarıma ak düştü, o yanlışı keşke yapmasaydım, yıllarca yatıp aileme dert olmasaydım" diye içinden şarkı türü ağıt yazar mırıldanırsın! Çünkü üreterek değil, yatarak yaşlanmışsındır. Ama egon bu duruma neden olmuştur!

 

GENÇLİKTE TAY GİBİ KOŞARSIN AMA SONUNDA HER ŞEYE.

Gençliğinde Tay gibi zıplayıp koştururken, en küçük bir yanlış seni, bir süre sonra, her şeyi karşıdan bakmana neden olur. Çünkü sürat ve kuralsız araç sürmek seni yataklara düşürmüştür, artık. O an'dan sonraki yılların her günü üzülerek geçer, önce kendini ve sonra, ailene yaşattığın üzüntülü yılların yaşamıdır, o yıllar. Ailen çok dertlenir ve seni kendilerinden daha çok düşündükleri için, ölümlerinden sonra sana kimin bakıp, kollayacağını akıllarına getirdikçe, gizlice gözyaşı döküp ağlarlar!

 

AKILLI OL, SÜRAT YAPMA HUZURLU YAŞA ANAN BABAN DA.

Onun için; kural dışı sürat yapma, akıllı ol, kurallara olabildiğince dikkat et! Huzur içinde yaşa ve annen, babanda huzurla torun büyütsün! Çekirge gibi zıplar durursan, bir gün başına Göktaşı gibi bir sorun düşer! Sonra, başını kaldırır: "Tanrım, bu derdi başıma neden verdin?" diye sorarsın. Tanrı da, kulağına: "Başını arkaya çevir de, yediğin haltlara bak!" der.   

 

AYRI BİR TRAFİK SORUNU!

Muğla merkez ilçeden, Güney istikametindeki ilçe veya mahallelere giden araçların, genellikle sanayi ışıklarında beklememek için,(İnsan, kurallara bu kadar saygılı olur! Ama Allah için söyleyeyim, çok zeki milletiz. An itibarı ile her bir şeyin kolayını, hatta yolunu bulup dümeni o tarafa kırıveriyoruz. Niye bu kadar, cingöz ve akıllıyız, bilmiyorum. Şeytana bile pabucunu ters giydirmeyi beceriyoruz! Çünkü -Şu insandan çektiğimi, hiçbir şeyden çekmiyorum- dediğine inanıyorum. Aslında insan gibi muhteşem başka yaratık yok! Hem et, hem ot yerken bazıları, Şeytanla birlikte -şey- de yiyor. Tabii bunu nasıl yediğini, Şeytanın bizatihi kendiside bile anlamıyor.) Neyse.

 

BİR AN ÖNCE

-Biran önce. - içgüdüsü ile davranıp, AVM'lerin konuşlandığı zemindeki tali yolun, otomobiller tarafından sıkça kullanılması ve aynı tali yolu aksi istikametten gelip, şehir merkezine giden ve o merkezde çalışan; motosikletli, bisikletli ve scooter araçlı yurttaşın, sözü edilen yol üzerinde oluşan trafik akışındaki yoğunluk nedeniyle, mağduriyet yaşadıkları, ulaşan şikâyetlerin, üst sıralarında yer almaktadır! Dolayısı ile problem; Büyükşehir, Zabıta Daire Başkanlığına ve İl Trafik Şube Müdürlüğünün dikkatine sunulur!

YAZARIN DİĞER YAZILARI