MOBİL KAHVEDEKİ SOHBETİN SONU FELAKET OLABİLİRDİ

 MOBİL KAHVEDEKİ SOHBETİN SONU FELAKET OLABİLİRDİ

 Geçen hafta yolcu otobüsünün biriyle, şehrimize dönüyoruz. Şoför mahalli denilen o küçük alanda; şoförün yanı sıra ikinci şoför, otobüs şirketinde görevli olduğunu sandığım orta yaş grubundan bir kişi ve yardımcı personel, söz konusu alan içindeler. Daha on Km. yol almadan sohbete başladılar ki, hayret etmemek mümkün değildi!(Emniyet Gnl. Md.lüğü ve otobüs şirketlerinin bilgisine!) Konuşulanlar ve konuşulanlarla ilgili gülüşmeler ve ara sıra dozu yükselen ses tonu. Manzaranın fotoğrafı buydu.

Otobüs şoförü, hem direksiyonu komuta ediyor, hem de sohbete katılıyordu. Sürüşte hata yoktu, eyvallah!Ama dikkatin tam ortadan ikiye bölündüğü kesindi. Birinci tehlike; otobüsün seyri ile ilgiliyken, diğer tehlike, o dört kişinin müşterek konusu sohbetin, sebep olabileceği; küçük veya büyük bir kaza.  Örneğin: Otobüsün seyir sırasındaki yol alma kontrolü, şoför tarafından dört saniye sürüyorsa, üç saniye de, konuşan arkadaşının ağzına bakıyordu! Çünkü konuşmayı dikkatli dinleyecek ki,  cevaplayacak veya anlatılanda eksik varsa hatırlatacak, olmadı eleştirel bir yorum yapacak!

 İşte böyle bir otobüste yolculuk yapıyorduk. (Yaşı kemale ermişler anımsar. Eski yıllarda,insan ve yük taşıyan motorlu araçların alnına: "Allaha Emanet- Allah Korusun veya Maşallah" yazılmadan önce bir kurban kesilir, kan tampona ve birde araç sahibinin alnına sürülürdü! (Arka tampona kan sürüldüğünü görmedim. Demek ki o yıllarda arkadan pek darbe alınmıyordu!!! Oysa 1960'lı yıllarda İzmir'e giderken, içinde bulunduğum otobüs şoförü, Ortaklar beldesinde yolda bekleyen ördeği "Yoldan binen biletsiz yolcu tanımı" almak için durduğunda, Nazilli'den gelen bir otobüsün arkadan çarpması, bendeniz gibi, pek çok yolcunun yaralanmasına neden olmuştu!)

 Ancak o tür yazılardan herhangi birini, aracın alnına yazdıranlar içinde inançlı kişiler çoktu. Fakat sorumluluğu üzerine almak ve dikkatli sürüş gerçekleştirmek yerine, her hatanın sorumluluğunu Tanrı'ya yönlendirenler(İyiliğinde kötülüğünde Allah'dan geldiğine inandıklarından) kendince, alın yazısı ile durumu garantiye aldığını düşünür, tedbirin fazlasına gerek görmezdi.

 Yazılan o tür yazılar, inançlı insanlarımız için: "Hiç korkma bir şey olmaz, Allah korur" diye inanıldığından, garanti belgesi gibiydi. "Maşallah" ise: "Tanrı nazardan saklasın, nazar değmesin, kem gözlerden korusun" anlamı taşırdı. "Elemtere fiş, kem gözlere şiş" dileği de aynı kapsamda, nazarı önleyici dilekti. Örneğin: Bir bebeğe, bir mal'a, bir emeğe haset ve kıskançlıkla bakıp, zarar vermesin diye söylenirdi. Örneğin: Eskiden yeni inşa edilen konutlara, bir baş sarımsak, nal ve mavi boncuk asılırdı ki, nedeni: Nazardan korunmaktı.

 Yolculuk ve sohbet sürüyordu. Bu arada, günümüzdeki tanımı ile:"Yardımcı personel" geçmişteki tanımı ile:"Muavin" yolculara yapacağı yenecek ve içileceklerin ikramında kullanılan, mobil sehpasını en öndeki koltuklar hizasına çekmiş, servise başlamak üzereydi. Ancak sohbete katılıp, iki çift daha laf ettikten sonra başlamak istediği açık seçik belli oluyordu! En nihayet o an'ı yakaladı ve otobüs sürücü kadrosuna, düşündüklerini söyleyip güldürdü.

 Bu olabildiğince disiplinsiz, kuralsız, lakayt tutum ve davranışlar sinirleri tepeme çıkarmıştı. Yardımcı personel, servise başlayacağı ilk koltuk (1) numarada oturuyordum, "Buyurun ne alırdınız?" Diye sorunca, biraz eğilmesini rica ettim ve söylemeye başladım: "Sürücü mahalli, bir nev'i mobil kahvehaneye dönüştü. Muhabbetinize diyecek yok. Artık çay/kahve de var. Ama soruyorum bu ne ciddiyetsizlik, bu ne adamsendecilik? Bu ne kural tanımazlık? Şurada ne yazıyor, oku bakiim!" Dedim, belki ilk defa görüyor ve ilk kez okuyordu(!) Ön/Sol kapı üzerinde, bir metal bant üzerine: (Araç seyir halindeyken, şoförle konuşmak yasaktır)

 Mobilkahve cemaati(!) pür dikkat yardımcı personelle konuşmamı izliyordu. ".bu yazı oraya niye konulmuş merak ediyorum? Eğer sohbet sürgit olursa, sizi ilk gördüğüm trafik ekibine şikâyet edeceğim" deyince, mobil kahvehane kapandı. Kahvehanedeki müşteriler(!) evlerine dağılır gibi, arka koltuklara gidip oturdular ve sürücü, tüm dikkati ile yoluna devam etti. İçimden de bir ohh çektim ve endişesiz yolculuğuma devam ettim..

YAZARIN DİĞER YAZILARI