ORMANLAR YANIYOR DA YANIYOR NASIL YAPARIZ BAKALIM?

 

SABAH yürüyüşü sırasında ilgimi çeken ve çok düşündüren herhangi bir konuyu, kendimce değerlendiririm! Ve böylece uzun süreli bir mesafeyi kat etsem de yorgunluk hissetmem. Şimdi siz, acaba ne düşünüyor diye merak edebilirsiniz. Anlatayım, örneğin: Yürüyüşe başlayıp, aşağı yukarı bir kilometrelik mesafeye yaklaşırken, düşünmeye başlarım! Düşündüğüm konu değişik, herhangi bir olay olabilir. Mesela geçen haftaki yürüyüşüm sırasında aklıma takılan, ardı ardına yanan ormanlarımızdı! Sanki birileri telefonla anlaşarak, aynı zaman diliminde, ormanı tutuşturuyordu. Yangını, düşünmem anında, acaba gezegen üzerinde, başka hangi ülkenin ormanları, bizim ormanlarımız gibi ardı sıra yakılıyordu? Diye kendime bir soru sorarım.

Yakılıyordu diyorum, çünkü birden bire çeşitli yerde, aynı zamanda yangın başlıyordu. Bu nedenle yangının, insan eliyle gerçekleştirildiği inancı ağır basıyordu.

ÇAYIR/ÇİMEN geze/geze otlayan kuzu olmadığım için, düşünüyordum! Memleketimin ormanları yanıyor ve bunun her yıl sürgit olması, yurttaş olarak bendenizi son derece hüzünlendiriyor, dertlendiriyor, çünkü sonu gelmiyordu. Kasıtlı yakılanı var, dikkatsizlik ve tedbirsizlik nedeni ile yananı vardı. Piknik sever bir millet olmanın neden olduğu; ye, iç eğlen ve sonra ateşi söndürmeden veya yarım yamalak, söndü sanısı ile bırak git ve böylece güzelim ormanları bir kıvılcıma teslim et. Sonra yanan ormanları, söndüreceğim diye milyarları sarf et!

YANAN ormana mı acırsınız, yok yere, bir kıvılcımla başlayan ve koca ormanları küle döndüren yangının devasa ödentisine mi? O paralar vergilerimizle birikiyor ve ödeniyor. Daha bitmedi.  Bir süre sonra da, yine milyarlarca lira ücret ödeyerek ağaçlandırma işlemine başlanıyor.

HER ZAMAN, her yerde belirtildiği ve genel kabul gördüğü üzere yeryüzünün en mükemmel canlı varlığı, insandır! Her şey insan için üretilir. Çünkü o üretileni, insan kullanır veya tüketir yahut yaşam standardını o üretilenle kazanıp, iyi yaşam derecesine yükselir ve daha yararlı insan olabilme bilincinin hayalini kurar. Ailesine, çevresine, yurduna faydalı birey olmanın yöntem ve yolunu gelişen mantığı ile geleceği projelendirir.

İNSANIN eğitilmesi bir ülkenin olağanüstü zenginliğidir! Çünkü buluşları başarı ile sonuçlandıran bilim insanıdır, olumlu hedeflere ulaşmada düşüncelerinden yararlanılan bilim insanıdır, kendini; vatanı bildiği ülkeye adayan, halkının her alandaki genel durumunu, kalkınmış ülke çizgisine yükseltmeyi amaç edinen bilim insanıdır. Dolayısı ile eğitimde fevkaladeliğe ulaşmakla elde edilen başarıların sonucunda, ortaya beklenenin üzerinde: Zengin, güçlü, adından her yerde,  her zaman söz edilen ve her söylediği dikkate alınan ülke oluşması doğaldır.

ÖRNEĞİN: Tahılla(Tahıl insan için çok önemlidir) silolarını doldurup ulusun ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra, yanı sıra acil durum için gerekli olanı depolarında stoklayıp, artanını ihtiyacı olan diğer ülkelere satması tarımdaki başarıdır. Sanayisi, ekonomisi mükemmel, ihracat ve ithalatı açık vermeyen, ürettiği ultra modern savunma ve sağlık teknolojisi araç ve gereçleri ile ilgili donanımını tamamlamış ve sosyalleşmiş bir ulus millet oluşmuş demektir.

İNSANIN eğitilmesi sonunda: Kurallara saygılı, ülkesi ve insanları için sorumluluk yüklenmiş, adamsendecilikten uzak, ormanlarını ve içinde yaşayan milyarlarca canlı yaban ile börtü böceği, bir bebeği sever gibi seven, vahşi piknik yerine, içinde doğa sevgisi gelişmiş insanın konularla ilgili tarzı farklılık ve önem arz eder. Zira bulunduğu yeri terk etmeden evvel, yaktığı ateşi tam anlamı ile söndürüp, söndürmediğini defalarca kontrol eder.

Kirlettiği zemini iyice temizler, hatta ayrılmadan önce, birkaç kez dönüp kontrol etme ihtiyacı hisseder,  işte aklı başında eğitimli bir insanın doğadaki piknik tarzı böyledir.

SOLUDUĞUMUZ OKSİJENİ üreten ormanların yanıp kül olması demek,  sağlık için bir bakıma alarm demektir. Nedeni çok önemlidir: Çünkü Oksijen, tüm hücrelere taşınır. Hücreler oksijen sayesinde, enerji üretir ve canlılık devam eder. Tüm vücudun hücrelerden oluştuğunu baz alırsak, vücudun canlı kalabilmesi için, oksijenin ne kadar elzem olduğunu çok daha iyi anlarız!

-BİR HEKTAR(10Bin m2) iğne yapraklı orman, yılda 30Ton, geniş yapraklı orman ise 16Ton oksijen üretir! Ormanlar oksijen kaynağıdır!!! Ormanlar fotosentez yolu ile havadan, Karbondioksit alır, oksijen verir. Ormanlarımız insandan  ötürü, temiz bir yudum nefes için, her yıl 40 küsur milyon tondan fazla, oksijen üretir.

Buyurun. İşte! Ormanlarımızın korunmasının gerekliliğini bir daha hatırladınız! Ama fevkalâdeliğinin fevkindeki olağanüstü önemini, bir daha hatırlatmak ihtiyacını bir insan olarak gerekli gördüm. Çünkü Oksijeni, o acımadan yakılan orman üretiyor! Kendiniz için, bu çok özel durumu dikkate almazsanız ki, tam tersi alacağınızı varsayıyorum; çocuklarınız, torunlarınız ve ondan sonra devam edecek nesliniz için, canımız gibi korumalıyız!

YANGINLA SAVAŞAN TARIM VE ORMAN bakanlığına da, düşündüklerimi yazarak şöyle diyorum: Devasa orman yangınlarına karşı,  kovaya benzer bir kapla, yüzlerce sorti yaparak, ateşi söndürme çabası; unuttukları piknik ateşini söndürmek için geri dönenlerin, maşrapa ile kor üzerine su dökmeye benziyor. Böyle düşünüyorum. Helikopterle atılan su, yüksek ısı nedeniyle, su damlacıklarının bir kısmının, daha havadan yere, yangın üzerine inmeden buharlaştığını varsayıyorum. Hava aracı ile suyu taşıyıp, cehennemi yangınlarla mücadele etmek çok zor. Ama öte taraftan, 50 veya 100 tonluk su atan, yangın söndürme uçaklarının bu kapasitesinden yararlanmanızın; daha başarılı, daha mantıklı, daha akılcı, yöntem olduğunu düşünüyorum.

YAZARIN DİĞER YAZILARI