SLOW FOOD

 "Çocuum yaveş, dıkanıgosun oturdu yi! Arkandan cavır mı, golepduru?" Bu uyarı: (14-15 yaşlarımda iken, arkadaşlarımla buluşmada geciktiğim zaman, mutfakta hızlı ve büyük lokmalarla ayaküstü bir şeyler atıştırırken, özellikle merhum babaannem tarafından yapılırdı.)

Düğün ve düğün yemekleri, aklımın bir karış tepede olduğu yıllarda benim için, hiçbir şey ifade etmiyordu. Ancak günün ana teması düğün yemekleri olması hasebiyle, özet olarak bir şeyler yazmam, gerektiğini düşündüm. Düğün yemeğini ilk kez, annemle gittiğim bir yakınımızın evlenme töreninde yedim. Sanırım 6-7 yaşlarımdaydım. Bugün 80 yaşında olduğum dikkate alınacak olursa, düğün yemeği sofrasına pek erken oturmuşum! Çocuk yaşlarımda, durduğum yerde duramazdım ve tam anlamı ile her an hareket halinde idim. Bu nedenle: "Otur, kıpırdama, elleme, kırarsın, dökersin, yapma, etme" gibi sürekli uyarılarla kontrol altında tutulurdum! Yemek sırasında, masa aralarında dolaşırken, bazı şikâyet sesleri duyardım! "Abu, çocuğun şerliine. Neci kıpıraduru ga u? Biyon oturugoyumaz!" diye aralarında mırıldanarak konuşurlar, diğer masadan, yaşlı bir hanım biraz öfkeli: "Otur baken! Gözümü gararddın, galgıpdurma!" Diye ihtar eder, sonra: "Hedi baken, annenyanına!" diye görünür, masadaki diğerlerine: "Kimin kim, bu veled?" diye sorar, arkasından: "Pek di şatır" demeyi ihmal etmezdi! Ben bu arada, bulunduğum yerden uzaklaşırdım.

 Düğün evi kapısı ardına kadar açıktı, yemeğe gelen/giden misafir, şehrin o yıllardaki nüfus kesafetine göre bayağı kalabalık sayılırdı. 1950'lili yıllardaki bu düğün yemeği için kahvehanelerin birinden(Düğün evine yakınlığı nedeniyle, günümüzdeki Tabakhane kahvesi olarak anımsıyorum.) Ahşap masalar tedarik edilir, üzerine kâğıt serilerek kurulan, dörder kişilik sofralarda yemek, mevsimin izin vermesi halinde, düğün evinin hayatında, eğer yetersiz olursa, yedekte bekleyen komşu evinin hayatındada yenirdi. Gelen misafirler masaya oturur, düğün sahipleri yemekleri kalaylı çanaklar içinde, hemen servis ederdi ki, soğumasın! Yiyecekler, o yılların Muğla merkez mutfağının kültürüne istinaden hazırlanan geleneksel yemeklerdi. "Yahni veya Kuru fasulye, taze fasulye, Keşkek, Pilav ve Zerde gibi. Muğla merkez mutfağında "Yoğurtlama" tanımlı yiyecek, "Yoğurtlu biber" tamlaması şeklinde telaffuz edilir ki; biber, patlıcan ve patatesin kızartılıp, üzerine sarımsaklı yoğurt döküldüğünde, damağın beğendiği ve iştahla tükettiği lezzeti oluştururdu. Bu yiyecek türü, genellikle pilavla birlikte tüketilirdi. Çünkü kaşığın tam kapasitesi ile ağza doldurulan pilavın yutulmasını kolaylaştırırdı. Zaten kızartma türü yiyecek ana yemek kabul edilmezdi. Yemekler için genelde, şehir merkezinde Erkeç kesilirken, varsıl aile yemeklerinde, davetlilerin yoğunluğu dikkate alınarak küçük veya orta boy bir dana kesilmesi, genel kabul gören bir seçimdi.

O yılların şehir merkezindeki hiçbir evde, düğün yemeğine gelen davetliler için yeterli çatal kaşık bulunmazdı. Çünkü günümüzdeki gibi, yemek pişiren ve servis hizmeti veren özel girişimciler henüz düşünce aşamasında bile değildi! Dolayısı ile çatal kaşık, hakeza çanak çömlek gereksinimi, konu komşu desteği ile temin edilir, getirilen çatal ve kaşıkların beline: Çeşitli renkte iplik bağlanır, yemek başlamadan düğün sahibine teslim edilirdi: Düğün sahibi hanım, yerel ağızla: "Aboo! Pek zehmet oldu gaari, Allah razı olsun." Diyerek tebessüm eder, memnuniyetini belirtirdi. Komşular, sadece malzeme vermekle kalmaz, yemek sunumu sırasında servis ve temizlik hizmetlerine de, yardımcı olurdu.  Kullanılan; çanak çömlek, çatal kaşık ve billorların hemen yıkanıp hizmete hazır hale getirilmesi, öte taraftan masalardaki kirlenen kağıtların toplanıp, temizlerinin serilmesi, tuzluk ve karabiler gibi lezzet arttırıcı baharatların, masadaki kaplarının boşalıp boşalmadığının kontrolü, suyu biten ganıkların doldurularak masalara konulması, komşuların gayretli çabaları ile kolaylaşırdı.

 Bugün şehrimizin eski dokusundaki, arastada: "Düğün yemekleri kompozisyonu" ile geleneksel ve yerel yiyeceklerin yeme biçimi ve anlayışının geliştirilmesini amaçlayan, festival nitelikli bir programda, ikram gerçekleştirilecektir. İkram: Slow Food & Travel Community tarafından sunulacaktır... "Slow Food" 1986 da, Carlo Petrini isimli kişi tarafından başlatılan, uluslar arası bir harekettir! Hızlı, ayaküstü yemek alışkanlığına karşı, alternatif olarak geleneksel ve yerel yemek ve yeme biçimlerini, yerel ekosistemlerin özelliklerini korumayı teşvik eden harekettir.Yavaş Hareketinin bir parçasıdır.(Alıntı)

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI