Seçim sürecinde; milletin keyfini kaçıran, asabını bozan, bunaltan çaba: Minibüslerin çatısına konulan güçlü hoparlörler ile içine binen bir/iki kişinin, çarşı/pazar bitmek bilmeyen gezintisidir. Bu abes davranışın, seçimin başlayacağı güne kadar, tanıtım propagandası gerekçesi ile devam ettirilmesi, kamuoyunda sinirleri yıpratmaktan başka bir işe yaramadığı, genel kabul gören, lüzumsuz bir gayret olarak yorumlanmaktadır. Bu uğraşın hiçbir işe yaramamasına rağmen, araçtan bangır bangır müzik yayını yapılması; sokakların, caddelerin arşınlanması, çağın hangi safhasında debelendiğimizi gösteren bariz bir örnektir.
Propaganda organizasyon, biriminin hangi zamanda yaşadığını dikkate almıyor ve bu tür geçmişte kalan "Tantana zırzırı" yöntemi kullanmayı sürdürüyorsa bu yöntem şikâyete mahkûmdur! Parti teşkilatları, bu gereksiz ve hedefsiz propagandadan vazgeçme olgunluğunu gösterip, seçmeni şikâyet etme durumuna getirmemesi ise mükemmelleşmenin ve gelişmenin göstergesi olacaktır. Propaganda sorumlularının öngörü yetenekleri, idari yasakların konulabileceği varsayımı ile prensip olarak bundan vazgeçmesi veya dB düşük, rahatsız edici olmayan müzik yayını ile dolaşması hüsnükabul görecek ve şık bir davranış olacaktır! Çünkü bu ses kirliliğinin, olabildiğince rahatsız edici olduğunu, hatta vatandaşın bunu boş teneke gürültüsüne benzettiğinin bilinmesinde yarar olduğunu hatırlatırım.
dB yüksek sesler, sinirleri geren özelliğe sahiptir. Örneğin: İki veya daha fazla kişi, bir konuyu tartışırken sesler yükselmeye başlarsa ki, bu durum genellikle az gelişmiş ülke halklarında daha çok görülür, sonunda kanlı bıçaklı kavga karelerini, telefonunuzla görüntüleyebilirsiniz! Çünkü o ülke halkı, kurallara uygun konuşma tarzından bihaberdir! Oysa: "İnsanların konuşarak, hayvanların koklaşarak anlaşmasının" atasözü olarak bilinmesine rağmen, uygulanmasını beceremeyenler tepişmekten vazgeçemez. Ama bir taraftan; Yasalara, kurallara uyan, Karıncayı incitmeyen ve hiç kimseyi rahatsız etmeden yaşayan saygılı yurttaşa ne demeli! Yaşasın kurallara uyanlar.
Demem o ki: dB yüksek motorize propaganda çabalarının, oldum olası işe yaramadığı herkesin müşterek fikridir. Ama bunu hâlâ uygulayanın, bu bilgiden yoksun olması: Sokaktaki yurttaşın, evdeki vatandaşın, çay bahçesinde iki çift lafla dertleşen insanın, huzurunu kaçırmaktan öte bir şey değildir.
Esasen biz millet olarak bir şeyi, abartmayı seven ve her şeyi kısa sürede, kendimize benzetmeyi beceren bir toplumuz. Çünkü kurallara uymakla, genel kabul gören pek çok şey, bize ters düşer. Artık Dünya'daki olaylar ve görseli elimizdeki cihazda, evimizdeki TV de. Dünya halkları bizi görüyor ve bizde onları izliyoruz. Çünkü teknolojik çağı yaşıyor ve her yerden ve her şeyden haberdar oluyoruz.
Şu hususu merak ediyor, sormak istiyorum: Minibüsle yapılan yüksek sesli propaganda, tanıtılan adaya ve partiye ne gibi bir yarar sağlıyor? Oy adedi bu propaganda türü ile çoğalıyor mu? Tabii ki: Hayır! Diye düşünüyor ve parti yönetimlerinin sayın yöneticilerine: Yurttaşın gürültüye, patırtıya ve ses kirliliğine ihtiyacı yok! Diye hatırlatmak istiyorum. Vatandaş; huzurlu bir yaşama, sessizliğe, sohbete ve bir bardak çay'la mutlu olmaya ihtiyacı var, diye ekliyorum.
Yıllardır bu gürültülü minibüs gezintilerinden bir türlü vazgeçilmedi, illallah dedirtip, usandırdı. Belki genel merkezlerin bu yolda bir talimatı yoktur. İl örgütlenmelerinde bu karar alınıp uygulanmaktadır! Ancak uygulamanın, hiçbir olumlu yanı olmadığı gibi, fevkalade rahatsızlık verdiği de hep şikâyet edile gelmiştir! Önemli olan insanın ruh sağlığıdır, beynin ve bedenin dinginliğidir ve böyle bir ortamda seçim sürecinin tamamlanması, uluslar arası yüksek bir başarı olacaktır.
Yıllar önce şehirdeki sinemalar, gösterilecek filmlerini, tenekecide yaptırılan huni ile: Çarşı/Pazar gezerek duyururlardı. Öte taraftan belediye ilanları da, görevli tellalın, çarşının belli noktalarında durup, eline verilen yazılı belgeyi, halkın yüzüne karşı yüksek sesle okuması ile gerçekleşir ve bu resmi duyuru, (Canlı gazeteler) marifetiyle, şehrin bir ucundan diğer ucuna çok kısa süre içinde aktarırlardı.
Ama şimdi öyle mi ya? Şimdi müzik yayını yapan minibüslü bir propagandaya artık ihtiyaç duyulmuyor ve bu konuda, hiçbir seçmenden olumlu bir yanıt alınmadı gibi, tam aksine şiddetle itiraz ediliyor. Bu nedenle, ilgililer, halkın ruh sağlığını dikkate alarak, ses kirliliği yaratan lüzumsuz gayrete enerji sarf edilmemelidir. Çünkü yurttaş, kime ve hangi partiye oy vereceğini çoktaan belirlemiştir.
Desibel: dB (Ses şiddetini ölçmede kullanılan, logaritmik ölçü birimi. Hatırlayamayanlar için açıklandı.)
Tantana zırzırı: (Gürültülü müzik yayını için kullanılmıştır.)