Yaz mevsimi yaklaştıkça; yüreğimi ağzıma getiren, gece rüyalarıma giren ve sonunda oldukça hüzünlendiren olay, ormanların yakılmasıdır. Yangından, ama özellikle Orman yangınlarından olabildiğince ürkerim! Muğla/Merkez Orman Bölge şeflerinden, ilçe ve köylerde de, pek çok kişinin tanıdığı müteveffa Mehmet Yoncalık ağabeyimi: Özlem, sevgi ve iyilikle anıyor, Tanrı'nın; başta onu ve vefat eden diğer dostlarımızı rahmetinden mahrum etmemesini diliyorum. Müteveffa arkadaşlarımızın ruhu şad, mekânlarının Cennet olduğuna inanıyorum. Rahmetli Bölge Şefi Yoncalık, Orman Genel Müdürlüğünde katıldığı bir toplantıda, konuşmacının, anlattığı bir yangını, benimde hazır bulunduğum arkadaş grubumuza, bir sohbet sırasında aktarınca, küçük dilimi yutacak gibi oldum.
MİLAS/BEYPINARINDAN, KÖYCEĞİZ/AĞLA'NIN ÖTESİNE
İnanılır gibi değil! Ama yangın 1945 yılında, Milas/Beypınarında, sorumsuzluk ve dikkatsizlik sonucu başlayıp, bir aydan daha fazla zaman sonra, Köyceğiz/Ağla bölgesini bir süre daha geçtikten sonra durdurulabilmiştir. Yangın'ın dehşeti, inanılacak gibi değildir! Düşünebiliyor musunuz? Milas/Peypınarı nere, Köyceğiz/Ağla'nın biraz daha ötesi nere? Pek tabiidir ki, 1945 yılı orman yangınındaki mücadele yöntemi ile günümüzdeki mücadele arasında tartışılamayacak kadar büyük fark var! Orman yangınlarının Yaz günü ve özellikle rüzgârın yoğun olduğu bir zamanda, değişik nedenlerle, ama çoğunluğu insan eliyle gerçekleştiği herkesin malumudur. Yangın müsebbipleri, önünde sonunda yakalanarak, Yargıç karşısına çıkarılmaktadır. Yakalanmaları; iyi, sevindirici ve bir başarıdır. Fakat gelin görün ki, sonuç: O güzelim ormanlar, o milli servet, o oksijen kaynakları her yıl yakılarak tüketilmekte ve orman içindeki milyonlarca/milyarca canlı, tabiri caizse, göz göre/göre yanmaktadır. Yangının, orman ve içinde yaşayan canlılar için ne denli acı ve ne denli dehşet verici olduğunu, gelin birlikte hayal gücümüzü kullanarak kurgulayalım!
HAYVAN VE BÖRTÜ BÖCEĞİN ORMAN, İNSANIN ARAÇTA YANMASI
Dilerim, hayalimizde canlandıracağımız olay hiç birimizin başına gelmez: -Bir otobüs dolusu insanın herhangi bir yere yolculuk yaptığı bir gece, bir anda otobüste yangın çıkıp, içeriden dışarı çıkmayı becerebilenler kurtulsa da, çıkamayanlar maalesef korkunç son'la karşılaşır ve yanarak yaşamını yitirir- Düşününüz sonuç ne kadar acı! Orman yangınlarında da, yaşayan canlılar, işte böyle yanıyor. Vatana millete ihanet içinde olan, bir veya birkaç hain kişi tarafından yakılan orman ve nereye kaçacaklarını bilemeyen, korku ile çılgınca sağa sola kaçışan, o börtü böcek ve hayvanlar acaba ölümden kurtulabiliyor mu? Sanmıyorum? Oysa doğanın bir parçası olan, o canlılar, doğduklarından itibaren, doğal ölümlerine kadar hiçbir şekilde ormana, kötü insan gibi ihanet etmiyor, zarar vermiyor ve yakmıyor! Ormanı sadece ev ediniyor, hepsi bu!
CANLI BİR HAYVANIN YANIŞINI GÖRDÜNÜZ MÜ?
Yangın başladığında o canlılar: -Kendilerine özgü bağırış ve çığırışları ile kaçıp, bazıları tesadüfen kurtuluyor. Ya da, kaçamayarak ateşin kendilerini yakacağı anı çaresizlik içinde bekliyor ve yaşamları o anda ve o noktada çığlıklarla yanarak sona eriyor! -Bu arada ekolôjik sistem yangın alanında sona eriyor- Özet olarak:(Ekosistem, belirli bir kısımda bulunan canlılar ile bunları saran cansız çevrelerin karşılıklı ilişkileri ile meydana gelen ve süreklilik arz eden ekolôjik sistemdir.)
ORMAN YANGINI BİR ÜLKENİN GÜVENLİK SORUNUDUR
Orman yangınları bir ülke için güvenlik sorunudur. Bir savaş anında, düşmanın sabotaj timleri, büyük çaplı orman yangınları başlatır. Bu nedenle, barış zamanında bu konuda, Yaz mevsimi gelmeden, il Valiliklerince: -Her köyde sabotaj önleme örgütlenmesi- nin oluşturulması gereğinin bir bakıma zorunlu olduğunu düşünüyorum. Yıllarca yakılan ormanların korunup kollanması yönündeki örgütlenememenin yokluğunu, önemli eksiklik olarak değerlendiriyorum. Aselsan'ın konu ile ilgili teknolojik çalışmaları var, umuyorum ülke ormanları için yararlı olacaktır.
UYDU BAĞLANTILI KAMERALAR
Ayrıca uydu ile bağlantılı ve ağaç bedenine bağlanan kameralarla, suç'un gerçekleştirilmesinden önce, şahsın veya şahısların, orman içi gezinmelerinin tespiti ve konum belirlenmesi, yangını önleme amacına son derece yararlı hizmet edebileceği inancındayım. Düşüncemi teknoloji üreten özel şirketlere, ilgili üniversitelere, lise öğrencilerine ve Aselsan'ın dikkatine sunuyorum.
MUTLAKA TEDİRGİN EDECEK VE CAYDIRACAKTIR
Bu tür bir tedbirin, suçu gerçekleştirmekle görevlendirilen şahsı, kamera kaydına girme tedirginliği yaşatacağı, bundan hem kendisi ve hem de, eylemleri koordine ve organize edenlerin, "Tespit edilme korkusu ile amaçlarından vazgeçebileceği" ihtimalini oldukça yüksek buluyorum. Velev ki tüm bu tedbirlere rağmen hain eyleme girişilmesi halinde, kaçışın drone'larla, izlenmesinin caydırıcılık amacını, en üst noktaya taşıyacağını varsayıyorum.