YANLIŞ YERE GÖTÜRMEZLER, AMA UNUTMA İNECEĞİN SON DURAK TAHTALI

 

   YANLIŞ YERE GÖTÜRMEZLER, AMA UNUTMA İNECEĞİN SON DURAK TAHTALI

Vakti zamanında, adamın birinin dillere destan ve birbirinden güzel,  beş kızı varmış. Şirinlikleri, sevimlilikleri kundaktaki bebeklik hallerinde bile hayranlık uyandırırmış. "Çocuk yaşına" gelenler bu bebeklere baktıkça bakar, kendilerini alamaz bir daha bakar ve: "Veren Allah'ım verince tam veriyor!" Demekten, kendilerini alamazmış.

Doğum kutlamalarının, o eski yıllardaki yerel tanımı: "Çocuk yaşıydı" Gündüz ziyaretlerine gelenler, anneye ve hanede hazır bulunan yakınlarına, mahalli ağızla: "Uğurlu Gademli oosun, Allah analı babalı böyütsün" Diyerek, iyi niyet dileklerini sunardı. Gelenler içinde(Özellikle kayın validesi tarafından getirilenler olurdu.) Yeni evlilik yapmış ama henüz doğum yapmamış genç hanım varsa, kundaktaki çocuk yeni gelinin kucağına verilir, genç kadında bebeğin yüzüne bir süre tebessüm ederek sevgi ile bakarsa, Tanrı ona da, güzel bebek vereceğine inanılırdı!

Çocuk yaşı kutlamasında geçen "Kadem" Tasavvufta bir vel-î'nin bir önceki;  Velî ya da, Nebînin veyahut Meleğin niteliklerini taşıması, onunla aynı meşrepte olup, izinden gitmesi demekti. (Vel-î: Ermiş, Eren ve Evliya), (Nebî: İki anlamlıdır, biri kendi anlamı: "Haberci" Diğeri, İslam dinine göre: Tanrı'nın buyruklarını insanlara ileterek, onları; aydınlatan, onları iyi, doğru düzgün davranmaya yönelten kimse, Peygamber)

Çocuk yaşı için gelenlerin aklından geçen okunmasa da, sair günlerin ev oturmalarında sohbet edilirken, ortamın havasına göre, kızlar büyüdüğünde aile ile dünür olmayı düşünenler, hemen kendilerini belli eder, sesi yüksek çıkan: "Biz çokdaan alış/verişi bitirdik. Pembi yanaklı ufak gız 15 yaşına girdimi, alıp gelcez. Bubannesi(Babaanne; çok eski yılların evliliklerinde karar verme aşamasındaki en yetkin kişilikti) verimkâr oldu. Benim seçtiğimi heç kimse niyetlenmesin, u iş bitti!" deme cüretini gösterirdi. Kundaktaki bebeği, torununa eş olarak seçmekteki erken davranmanın nedeni, müteveffa Sayın Demirel'in, "Gap'ı gapdırmam" Dediği gibi: Seçtiği gelin adayı bebeği bir başka kişiye kaptırmamaktı.

Gelelim ana temaya. COVIT-19'un yayılmasında riskli coğrafi alan içinde kalan ilimiz, turizm Cenneti olarak nitelendirilir. Kıyıdaki muhteşem ilçelerimizi, adamın; dillere destan, hayranı çok, sevimli ve güzel kızlarına benzetirim. Tarih, Deniz, Güneş ve üstüne üstlük Huzuru ile gezegende kendinden söz ettiren şehirlerimizin misafirleri, bu sezon sonu; salgın nedeniyle ilimizdeki yazlık konutlarını kapatıp, kışlık ikametgâhlarına dönmedi.

Dolayısı ile aşı'ları, testleri ve diğer tedavileri de, doğal olarak ilimizde yapıldı. Yaz misafirleri ile yerel halkın test sonuçlarında, pozitif vakalara sık rastlanınca, il'in tatil mevsimindeki nüfusu ile birlikte, renk skalasında turuncu ile işaretlenip, yüksek riskli iller kapsamına alındı.

Ancak bu sonucun yakın zamanda Sarı renge dönüşeceğine inanıyorum. Ancak öte taraftan vaka sayılarının yükselmesi, ürkütücü hal oluşumunu sürdürüyor. Diler ve isterim ki, çizelgedeki rengimiz yakın zamanda maviye dönüşsün.

Buradan yurttaşımıza gidelim. Virüsten korunmak için, elzem önlemleri dikkate almayan, muhterem yurttaş! Bir atasözümüz vardır, bilirsiniz. "Kasapta her koyun kendi bacağından asılır" Diye. Kendinizi korumanız konusunda, söylenecek sözün artık son noktasına gelindi. Buda sizin adamsendeciliğiniz sayesinde oldu. Kurallara uymadınız! Ama ister uyun, ister uymayın! Bu güne kadar "İnadım inat adım ibrikçi Murat" deyip inatla maskeyi umursamadınız. Ancak ananızın örekesini görünce anlayacağınızdan eminim! Ne "Maskeyi tarif edildiği şekilde takmayı" becerdiniz, ne "Kişisel temizliği" Hele sosyal mesafeyi hiç dikkate almadınız.

İlk defa senden gördüm, maskenin ensede tutuluşunu. İnsansınız, ama virüs size herhalde enseden bulaşıyor olmalı ki, maskeniz ensenizde taşıdınız. Ne acayipsiniz, inanın şaşıyorum? Size o gün: "Maske ensenizde çok iyi durmuş, havalı olmuşsunuz(!) deyince siz bunu bayağı ciddiye aldınız, teşekkür edip sırıttınız. Hayret(!)" Virüs eğer ensenizi beğenmeyip, burnunuzdan girerse, bir süre hastanede yatar, sonra yolculuğunuz için, hastane morgundaki imam size yardımcı olacaktır, bunu hep aklınızda tutun. Adam sendeci, vurdumduymaz, boş vericiliğiniz sonunda, hem kendinizi ve ailenizin sonunu, o halinizle bitirip gezegenden ayrılacaksınız. Giderken yanınıza telefonunuzu alın, orada olup bitenden ve arkaya kalanların kaçına virüs bulaştırdığınızı öğrenirsiniz(!)

Aklında bulunsun! Yanlış yere götürmezler. Ama unutmayın gideceğiniz yerdeki, ineceğiniz son durağın adı: Tahtalıdır. O durakta ineceksiniz, sizi iki gruba ayırıp toplanma alanına götürecekler. Birinci grupta, hayatta iken; bir eli yağ'da, bir eli bal'da keyifli yaşam süren, aynı zamanda insanlara kötülük yapmaktan geri durmayan günahkârlar yargılanacak!

Siz; Eğer başkaca günahınız yoksa sizin gibilerle birlikte; kurallara uymayıp, adamsendeci davrandığınızdan, toplum sağlığını tehlikeye atarak, virüs yayma suçundan yargılanacaksınız. Yargıdan sonra, ne mi olacak? Şöyle olacağını düşünüyorum! Reenkarnasyon inancına göre, olgunlaşmanızı henüz tamamlayamamış olmanız ve şeye(!) benzemenizden ötürü, bir başka bedende yeniden doğup, Dünya'ya tekrar gönderileceksiniz. Bu evrim sürecinde; olgunlaşmanız, gelişmeniz ve sonuçta mükemmelleşmeniz, tamamlanacaktır! Bu benim düşüncem.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI