YERLİ MALI HİMALAYA TUZU(!) ATEŞE DAYANIKLI KEFEN(!)

 YERLİ MALI HİMALAYA TUZU(!) ATEŞE DAYANIKLI KEFEN(!)

 Birbirimizi; kandırma, dolandırma, üç kağıt açma konusunda üstümüze gelebilmiş yok. Fevkalâdenin fevkinde maharetler sergilediğimiz bu alanda her gün mutlaka bir yeni olay ile başarımızı sürdürüyoruz. Fırsatları iyi değerlendiriyoruz; geçmişte telefon açıp: “…falan bankadaki hesabınızdan PKK’ya yardım ettiğiniz tespit edilmiştir, ekiplerimiz suçluları yakalamak için operasyon yapacaktır. Bu nedenle…” aldatmacaları ile para götürme turu bitirildi.

 

Ardından Fetö örgütü ile ilgili yine korkutma kandırma yöntemi kullanılarak para istenmeye, başlandı. Bu işten nemalananlar; ayarı kaçmış, düzeni bozuk, yaşamı arızalı, namus, şeref, haysiyet ve onur kavramlarının ne olduğunu öğrenmeden sıfırı tüketmiş, bir başka beleşçi takımı idi. Sonuç olarak kısa süre sonra ortadan kayboldular.

 

Bu sefer pazarlama ekranlarında; nane, kekik ve havuç karışımının; tansiyon, şeker, romatizma, kalp krizi, karın, barın, yargın ağrıları ile baş dönmesine iyi geldiği, ayrıca; kısır, nasır, inme, binme, dönme gibi sorunların tedavisine de faydalı olduğu her türlü yaraya bereye kullanıldığı duyurulup, ürün satışa sunuldu. Faydasını Sağlık Bakanlığı değil, Profesör Dr. Şemsifer Şimendifercioğlu ve Prof. Dr. Dilâver Dilyâresi anlattı.

 

Pazarlayıcı: “…faydası, iki Profesör tarafından belirtilen ürünlerimiz, adrese kargo hariç 999.- TL teslim edilecektir. Bu malı bu fiyata, babanız vermez! Bunun sadece size özel hazırlandığını unutmamanızı isteriz. Biz vatanı ve milleti seven fedakâr girişimcileriz(!) O nedenle, yalnız on günle sınırlı olmak üzere(!) on şişe alana, müessesemiz 20 şişe hediye olarak gönderecektir. Müşteri temsilcilerimizin telefonları kilitlenmiştir. Ancak bu arada malı kapabilirseniz ne alâ kapamazsanız, inşallah bir daha sefere demek zorundayız. Ürünü bir daha ele geçiremeyeceksiniz! Fırsatı kaçırmayana cingöz, kaçıran paragöz denir.”

 

Bu ürünlerin satışı sürdürülürken, diğer taraftan yatak kıyafeti ile ekrana gelen porno oyuncusu veya model kadınlar ilgi çekici! videoları ile izleyiciye sunulmaktadır. Hap yap para kap psikolojisi ve teknolojisi ile çalışanlar, 7/24 toplumun değer yargılarını dejenere edercesine, yayında kalmakta, yurttaşın bir bölümü için cinsel çözüm ürünlerini pazarlamaktadır. Aslında amaçları para kazanmak değil(!) millete hizmet vermektir(!) RTÜK ise tahrik amacı için kullanılan videolarla ilgili olarak “Siz ne yapıyorsunuz?” dememekte ısrarlıdır.

 

Ayrıca tüm dertlere deva bitkisel ürünlerle ilaç sanayine meydan okuyanlar(!) yakın bir tarihte kansere, kimsenin tahmin edemediği, sürpriz bir ürünle ekranda boy gösterip ”Gözünüz aydın kansere çare bulundu. Yalamak yeterli.” derse şaşırmamak lazım. Bir de figüranları konuşturup kanserden yıllar sonra kurtulduklarını sevinç gözyaşları ile anlatırken siz de gözyaşlarınızı tutamayacak, sevinçle; ev de ve el de yapılan bitkisel ürün siparişini hemen vereceksiniz…

 

Yurdumuzda okuma yazma oranı %100’ e ulaştı. Bu nedenle okusun gereğini yapsın diye deniz kıyısında konuşlu bir köy muhtarı: “Dalgıç kıyafetiyle köy içinde dolaşmak yasaktır!” Diye yazılı duyuru yayınlamış…  Zahir bir bildiği var! Muhtar boşu boşuna, durup dururken böyle bir yasak uygulamaz(!) Adam denizden çıkmış evine giderken köy meydanından geçmiş ama kıyafetini değiştirmemiş. Muhtar da, bir duyuru ile hükmi karakuşiden karar vererek yasak kararını yayımlamış. Hadi bakalım sıkı ise bir daha geç.

 

Bir esnaf dükkânın önündeki bir çuval tuzun üstüne: (YERLİ MALI HİMALAYA TUZU GELDİ!) Diye yazı koymuş. İyi ki, “Yayladan” dememiş. Bu ve buna benzer yurttaşımızla her zaman iftihar etmeliyiz(!) Yaratıcı bir beyin(!) Böyle bir yaratıcı beyin ve beceriye az rastlanır. Bu olağan üstü bir buluşa öyle sevindim öyle sevindim ki, sevinç gözyaşı mı döksem, yoksa gülsem makaraları mı koyuversem diye düşünüp kaldım. Yurttaşa bakın! Yerli malı Himalaya tuzu üretmiş de satışa bile sunmuş! Pes be hemşerim…

 

Her hemşerimizin üstün zekâlı olduğunu kabul etmeliyiz(!) Çünkü yine bir dahi buluş ki, öyle böyle değil, on numara beş yıldız(!). Yurttaş, Cehennem de yanacak olanlar için: “Ateşe dayanıklı kefen üretmiş(!)” Şimdi bu çok değerli mucit hemşerimiz İslâm aleminin; Cehenneme tertibi çıkanları tarafından elleri patlayıncaya kadar alkışlanacak ve milyonlarca kefen siparişi verecektir! Şu buluşa bakın! Ateşe dayanıklı kefen… İnsan birer tane almalı, hatta üst üste sarıp sarmalamaları için ikişer tane edinmeli, çünkü o zaman Cehennem ateşinden kurtulmak artık garanti! Hey be hemşerim sen şimdiye kadar nerelerdeydin? Senin kim bilir daha ne buluşların vardır. Tanrım! Görüyorsun bak ne kulların var. Cehennem ateşine karşı çare bulmuş… İyi de! Şimdi günahları gereği cayır cayır yanması gerekenler ne olacak? Hüküm nasıl infaz edilecek? Bu arada mucidin satacağı kefen miktarı acaba hangi rakama ulaşacak? Onu da çok merak ediyorum. Hatırlarsınız, daha önce Cennetten arsa sattılar memlekette! Yanmaz kefen ise kapış kapış gider…

 

Tanrı, depremden evvel Manisalı hocaya sormuş(!) hoca da: “…sakın Manisa’yı yakıp yıkma, depremi, Doğuya gönder!” Demiş. Tanrı da Manisalı hocanın dediğini “Onaylayıp peki” demiş(!) Bu videoya çekilmiş ve paylaşılmış, tesadüfen seyrettim. Bu hoca yalandan ve Allahtan korkmuyor. Şu duruma ve hoca efendinin dengesizliğine bakın. Başına geçirmiş sarığı oturmuş bir yere, karşısındaki dinleyenlere; Tanrı’nın kendisinden icazet alır gibi izin istediğini söylüyor! Söyledikleri akıl almaz madrabazlık. Bu gibilerin karşısına oturup dediklerini dinlemek ise, raporlaştırılmamış geri zekâlılık.

YAZARIN DİĞER YAZILARI