ZİRA HER ÇOCUK VE GENÇ İNSAN
Bu günün yazısını "Dünya çocuklar günü" vesilesiyle: "Hani o, çocukluğumuzun; babaanneleri, anneanneleri ve dedeleri" içeriği ile sunuyorum. Dünya çocuklar gününü kutlamayı da tüm içtenliğimle katılıyor, heyecanla alkışlıyor ve torunlarımızın, yani diğer anlamı ile ulusumuzun geleceğinin; mutlu, sevinçli, güzel günler yaşamasını, en içten duygu ve düşüncelerle diliyorum.
Biraz duygusallık yaşayarak ve biraz hüzünlenerek; her insanın bir kez yaşadığı, bir daha geri dönülmeyen, tekrarı olmayan, ama anıları akıllarda; zevkleri, heyecanları, gülmelerinin tadı damaklarda kalan, yaş aldıkça özlemle anımsanan, çocukluğumuzu düşünüyorum! Koşup oynadığımız, hatta koşmalara, oyunlara doyamadığımız, masum yaramazlıklarla dolu yılların çocukluğunu. Mutluluğun tarifini yapamayan, sadece çocuksu coşku ile gününü gün eden, hayatın acısı ve tatlısı ile ilgisi olmayan, ama gördüğü her yeni şeye odaklanan, çocukluğumuzu hayal ediyorum. Küçücük Dünyasında kocaman düşleri, babaanne/anneanne masalları ile uykuya dalan; sevinçli ve mutlu çocukluğumuzu arasam, neredesin desem, artık sesimizi duyuramayacak kadar uzak bir noktada olduğumuzu biliyorum! Duyurabilseydik, sanırım şöyle seslenirdik: "Senden ayrıldıktan sonra; büyüdük, geliştik, olgunlaştık ve sonunda gördüğün gibi yaşlandık. Şimdi bir; dede, bir babaanne ve bir anneanne olarak, torunlarımızın mutlu yaşamlarını gözlemliyor ve mutlu oluyoruz. Ulusumuzun sevinçli geleceğini kutlayan çocuklarımızın bu özel günü, hepsine ayrı ayrı kutlu olsun.
Gezegende pek çok kutlama var. Ancak bu günleri koordine ve organize edenlere sorsam ve şöyle desem: "Neden, yılın bir gününü de, Dedeler günü başlığı ile kutlamayı düşünüp bir tarih belirleyerek hayata geçirmiyorsunuz? Geçmişin çocuğu dedeler, ötelenmiş gibi, diğer kutlamaları karşıdan bakarken kırıldığını hissetmiyor musunuz? Dedeler, böyle özel bir günün, hiç olmazsa yılda bir kez, kendileri için ayrılmasını hak etmiyor mu? Böyle bir soruyu kendinize sorsanız, yaşayan veya vefat eden dedenizi daha duygusal anımsayacağınızı düşünüyorum. Hatta vefat eden dedenizi o gün, istirahatgâhında ve ebedi uykusunda, huzur dilediğinizde, mezarının başından gönül rahatlığı ile ayrılacaksınız." Diye bir düşünce içindeyim.(Yaşlılık dönemi, her canlının, ama özellikle insan yaşamının son halkası olarak değerlendirilir. Çünkü Dünya ile alakası azalır, fiziken güç kaybeder. Bu nedenle saygı ve ilgiye ihtiyaç duyar. Yaşlılardan bu saygı esirgenmemelidir, zira her çocuk ve genç insan yaşlanacaktır.)
Dünyada, kutlama günlerini koordine edenler, belki şöyle düşünce geliştirebilirler: "Dedeler gününün kutlanması halinde, özel günleri çoğaltma zorunluluğu ortaya çıkacaktır! Çünkü babaanneler, anneannelerde bu tür bir istemi dillendirmeye başlayacak, böylece onlarında mutluluğunu paylaşmakta, bir zorunluluk olacaktır!
Ancak annelik niteliği ve manevi niceliği ile bir insanı doğurup yetiştiren bu varlıklara, özel bir kutlama haklı olarak çok yaraşacaktır: "Babaanne-Anneanne" başlığı ile bir kutlama gününüde o varlıklara armağan etmek, zarif tasarım olarak değerlendirilmelidir. Hayata geçirilmesi ise olağanüstü mükemmellik arz edecektir. Böyle özel bir gün hangi açıdan bakılırsa bakılsın, babaannelerin ve anneannelerin hakkıdır. Bu tasarıya, itiraz etmeyi kimse düşünmeyecektir, diye bir inanç taşıyorum!