ÜLKEMİZ artık seçim sath-ı mailine girdi… Bu deyişi, eski yılların milletvekili adayları: “Seçim sathı mahalline girdik!” diye telâffuz ederdi ki, seçmenlerin çoğunluğu yıllarca bunu böyle bildi. Eskiyen ve artık kullanılmayan bu deyişteki: Satıh:“Zemin” Mail: “Eğim” demekti. Önce yanlış olan “Mahalli” (Mail) olarak düzeltip, gereksiz olmasına rağmen, doğrusunun bilinmesi için yazmayı düşündüm…
KISA süre sonra milyonlarca seçmen oy kullanacak. Diğer seçimlere şekil olarak benzeyen 24/Haziran seçiminin önemli ve kritik yanı, yeni bir dönem ve yönetim sistemine geçiyor olmamız ve aynı an’da iki oy kullanmamız. Diğer taraftan, genç seçmenin ilk kez sandıkla buluşması, yanı sıra kadın ve engellilerin biraz daha fazla aday gösterilmeleri. Diğer önemli husus, rüştünü ispat etmiş adayların seçmen karşısında ne denli başarılı olabileceği hususu! Yurttaşın genellikle “Sen daha çocuksun” diye önemsemediği gençlerin ise, bu seçimlere bir sınav heyecanı ile katılacakları muhakkaktır.
ANCAK yazıyı hazırlamadan önce, çeşitli kesimden 45 kişi ile konu ile ilgili değerlendirme almayı düşünerek mini bir anket yaptım. Görüştüklerim: “Genç yaştaki birinin milletin vekili olma; erdemine, tecrübesine ve eleştirel olgunluğa erişemeyeceği ve vekil olma ağırlığını genç yaşta taşıyamayacağı için ciddi bulmadıklarını belirttiler! Zaten seçilebilecek sıraya getirilmeyeceğinden uygulamanın sadece, geleceğe hazırlık anlam ve amacı taşıdığını düşündüklerini” söylediler… 45 kişinin 32’si, genç seçmenin oy kullanmasını eleştirmediğini belirtirken, 13’ü buna karşı çıktı. Hele 18 yaşındaki genç bir hanım aday için: “… donanımsız adayın seçmen karşısına, hangi; bilgi, görgü ve deneyim ile çıkacağını” merak ettiklerini söyledi.
ŞİMDİ gelelim geçmiş yılların seçimlerindeki bir iki ilginç görüntüye… Bu yıla kadar pek çok genel ve yerel seçimde oy kullandık. Örneğin: Şehrimizdeki geçmişin yerel seçimlerinde bağımsız aday olarak ortaya çıkanların, hedefe ulaşmak için bazı tuhaf davranışlara imza attıklarına tanık olduk. Üç beş kuruş birikmiş parasını, “%Yüz seçilirsin!” telkini ile akşam sofrası kurdurup yemek yiyenler, o yerel yönetici adayını, eşeğe bindirip caddelerde dolaştırdıklarını pek çok kişi tebessüm ederek anımsar. Gerçi böyle tuhaflıklar sadece mahalli seçimlerde görülmüyordu, daha önce ve hatta geçenlerde bir milletvekili adayının da buna benzer gösterisini TV ekranında izledik. Bu tür gösterileri yapanların dikkat çekmek ve: “Halktan biri, bizden biri, tam istediğimiz gibi” diye düşünce oluşturmayı amaçladıkları belli. Ama gösteriye pek olumlu bakılmadığını sadece tebessüm etmeye yaradığını hatırlatmak isterim!
YİNE o eski yılların mahalli seçimlerinde, adaylar şehirdeki mevcut taksileri kiralar, partililer alabildiğince taksilere doluşur, klâksiyon çalıp cadde ve sokaklarda tur atardı. Bu bir nevi gövde gösterisi niteliğindeydi. Hatta seçimlerin birinde, bağımsız olarak adaylığını koyan çarşı esnafından bir kişi, taraftarı olmamasına karşın, şehirdeki tüm taksileri kiralayarak sokak ve caddelerde tur atmıştı. O gün konvoyu izlerken nedense hüzünlenmiştim. Çünkü otomobiller boştu ve içinde bir kişi bile yoktu. O an: Bağımsız aday, “Herhalde seçimi kazanmak tur atan taksi sayısı ile mümkün oluyor!” Diye düşündü ki, bu yolu deniyor olmalı diye mırıldandım. Tabii sonuç hüsrandı… Siyaset sahnesi bazı adaylarını; eşeğe bindiriyor, bazılarını boş taksilerle tur attırıyor, bir diğerini çoban kepeneği ile ortalık yerde dolaştırıyordu (!)
Şimdi; yeni bir seçim, yeni bir sistem ve yeni bir döneme giriyoruz… Sevineceklerle üzülecekler aynı kûlvarda yarışacak. Bakıp görelim sonuç ne olacak? Yurttaşa düşen; oyunu kullanmak, yurdunu ve geleceğini düşünmek.